- +90 312 911 1168
- info@mdmhukuk.com
- Kızılırmak Mah. 1443. Cad. Ankara 1071 Plaza A Blok No:25/58 06510 Çankaya/ANKARA
Tahliye Davası Şartları Nelerdir?
Makale Başlıkları
Tahliye davası şartları nelerdir? başlıklı yazımızı aşağıda okuyabilirsiniz. Tahliye davası nedir? Şartları nelerdir? Nerede açılır? ve Tahliye davası emsal kararları hakkında bilgi edinebilir daha detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Tahliye davası Borçlar Hukuku ve İcra İflas Hukukunda düzenlenmiş olan bir dava çeşididir. Tahliye davası kira sözleşmesinden kaynaklı, taşınmaz üzerindeki kiracının tahliyesini konu almaktadır. Kanunlarda düzenlenmiş olan nedenlerle kira sözleşmesi sonlandırılabilir ve kiracı tahliye edilebilmektedir.
Ayrıca kira sözleşmesinin süresinin dolmasından kaynaklı kira sözleşmesi sonlanabilmektedir. Kira sözleşmesi sonlandığı halde taşınmazı boşaltmayan kiracı için tahliye davası açılabilir.
Taraflar arasında fesih bildirim süresinden önce veya sonra kiracı tahliyesi olur mu? nasıl olur? sorularının cevapları şu şekildedir:
Tahliye davası şartları kanunda belirtilmiştir. Kanunda düzenlenmiş olan şartları, Kiracıdan kaynaklı ve Kiraya verenden kaynaklı olarak iki başlıkta incelemek mümkündür.
Diğer Devremülk Hukuku konulu yazılarımızı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Tahliye davası Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca sulh hukuk mahkemelerinde açılmaktadır. Tahliye davasının açılacağı yer genel olarak taşınmazın bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesidir. Fakat bu mahkeme kesin yetkili mahkeme değildir. Tahliye davası ayrıca davalının bulunduğu yer yahut ifanın gerçekleşeceği yerdeki sulh hukuk mahkemelerinde de tahliye davası açılabilmektedir.
10873 Hukuk Muhakemeleri Kanununa buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Yargıtay, 3. Hukuk Dairesi, E. 2019/4079, K. 2020/601, T. 23.01.2020
Davacı ….A.Ş. ile davalılar … ve … aralarındaki itirazın iptali ve kiralananın tahliyesine davasına dair Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 02/07/2015 günlü ve 2012/1093 E.- 2015/490 K. sayılı
hükmün bozulması hakkında Dairece verilen 03/04/2019 günlü ve 2017/6755 E. – 2019/2950 K. sayılı
ilama karşı davalılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı 08.11.2012 tarihinde açtığı işbu davada; davalı Vakıf ile aralarında 09.11.2009 düzenleme, 01.02.2010 başlangıç tarihli, 10 yıl süreli, aylık 100.000 USD+KDV bedelli kira sözleşmesi bulunduğunu, 2012 yılı Eylül ayı kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle Bakırköy 6. İcra Müdürlüğü’nün 2012/17392 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını , davalıların süresinde borca itiraz edip yasal 30 günlük süre içerisinde kira bedelini de ödemediklerini belirterek davalıların itirazının iptali ile aleyhlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar; davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; talep edilen Eylül ayına ait kira bedelinin, muacceliyetinden önce 22.08.2012 tarihinde takibe konulduğu, takipte borcun ödenmesi için 30 günlük süre verilmediği,
dava konusu 2012 yılı Eylül ayı kira bedelinin de diğer ödenmeyen kiralarla birlikte toplanarak bir ödeme takvimine bağlandığı ve bu kapsamda ödendiği, protokolde tüm ödemeler yapılmadan mevcut dava ve icra takiplerinden vazgeçilmeyeceğine dair hüküm konulmuş olmasına rağmen davacının bu protokol uyarınca icra takiplerine giriştiği ve bu bedellerin içerisinde 2012 yılı Eylül ayı kirasının da bulunduğu belirtilerek davanın reddine dair verilen hükmün, davacı vekili tarafından temyizi üzerine
Dairemizin 03.04.2019 günlü ve 2017/6755 Esas – 2019/2950 Karar sayılı ilamı ile taraflar arasındaki sözleşme ve protokol hükümlerine göre ödenmesi gereken kira bedeli ile ödenen tutarlar karşılaştırılarak gerekirse yeniden bilirkişi raporu alınmak suretiyle temerrüt nedeniyle tahliye şartlarının oluşup oluşmadığı hususunun ayrıca değerlendirilmesi ve icra takip tarihi olan 17.09.2012 tarihi ile dava tarihi sonrası yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce yapılacak olan hesapta dikkate alınması yönünde hüküm kurulması gerekirken,
yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi karar verilmesinin hatalı olduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de davacı … davalı Vakıf arasında 09.11.2009 tarihinde düzenlenen, 01.02.2010 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesinin ek özel şartlar 1. maddesinde;
Kiracının, kira bedelini net olarak her ayın birinci günü kiraya verenin kestiği fatura karşılığında o ayın sonuna kadar (kira bedeli + kdv bedeli) kiraya verenin banka hesabına yatıracağı düzenlenmiş olup ödeme günü her ayın sonuna kadar tayin edildiğinden , davaya esas icra takibine konu 2012 yılı Eylül ayı kira bedelinin takip tarihi olan 17.09.2012 itibariyle talep edilebilir olmadığı, bu itibarla da davanın reddine dair verilen hükmün zuhulen bozulduğu , yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığından, davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 03.04.2019 günlü ve 2017/6755 E. – 2019/2950 K. sayılı bozma ilamının kaldırılarak Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 02.07.2015 günlü ve 2012/1093 E.- 2015/490 K. sayılı hükmün, dava konusu icra takibinin 17.09.2012 tarihinde başlatıldığının ve 01.02.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin ek özel şartlar 1. maddesi gereğince
2012 yılı Eylül ayı kira bedelinin icra takip tarihi itibariyle talep edilebilir olmadığının anlaşılmasına göre ONANMASINA, 38,10 TL fazla alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyen davalı …’a iadesine, 23/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
MDM Hukuk ve Danışmanlık; Ankara merkezli faaliyet gösteren bir avukatlık bürosudur.
Büromuz; ülke genelinde avukatlık mesleğinin yasal ve etik değerleri çerçevesinde hukukun bir çok alanında yetkin kadrosuyla avukatlık ve danışmanlık hizmeti sunmaktadır.
Bu web sitesi ve içindeki bilgiler, Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kurallarına göre ve özellikle reklam yasağına uygun olarak tasarlanmıştır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinin tüm bilgi ve materyaller sadece bilgilendirme olup bunların tamamına veya bir kısmına dayanılarak yapılan işlemlere, eylemlere ve bunların sonuçlarına ilişkin hiçbir sorumluluk kabul edilmez. Söz konu bilgilerin aktarılması ile kullanıcılar ve web tarayıcıları ile MDM HUKUK & DANIŞMANLIK arasında bir avukat-müvekkil ilişkisi yaratılması amaçlanmamıştır ve bilgilerin bu kişilerce alınması hiçbir şekilde bu yönde bir ilişki oluşturmayacaktır. Müvekkiller veya okuyucular hiçbir şekilde mevcut duruma ve özelliklerine ilişkin olarak uygun hukuki veya başka herhangi bir profesyonel görüş almadan, MDMHUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinde yer alan herhangi bir hususa dayanarak bir eylemde bulunmamalıdır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK, bu web sitesi aracılığıyla ulaşılan üçüncü kişilere ait içeriklerden hiçbir şekilde sorumlu değildir.
MDM Hukuk ve Danışmanlık Tüm Hakları Saklıdır.