Tahliye Davası Şartları Nelerdir?
Makale Başlıkları
Tahliye Davası Şartları Nelerdir?
Tahliye davası şartları nelerdir? başlıklı yazımızı aşağıda okuyabilirsiniz. Tahliye davası nedir? Şartları nelerdir? Nerede açılır? ve Tahliye davası emsal kararları hakkında bilgi edinebilir daha detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Tahliye Davası Nedir?
Tahliye davası Borçlar Hukuku ve İcra İflas Hukukunda düzenlenmiş olan bir dava çeşididir. Tahliye davası kira sözleşmesinden kaynaklı, taşınmaz üzerindeki kiracının tahliyesini konu almaktadır. Kanunlarda düzenlenmiş olan nedenlerle kira sözleşmesi sonlandırılabilir ve kiracı tahliye edilebilmektedir.
Ayrıca kira sözleşmesinin süresinin dolmasından kaynaklı kira sözleşmesi sonlanabilmektedir. Kira sözleşmesi sonlandığı halde taşınmazı boşaltmayan kiracı için tahliye davası açılabilir.
Tahliye Davası Şartları Nelerdir?
Taraflar arasında fesih bildirim süresinden önce veya sonra kiracı tahliyesi olur mu? nasıl olur? sorularının cevapları şu şekildedir:
Tahliye davası şartları kanunda belirtilmiştir. Kanunda düzenlenmiş olan şartları, Kiracıdan kaynaklı ve Kiraya verenden kaynaklı olarak iki başlıkta incelemek mümkündür.
Diğer Devremülk Hukuku konulu yazılarımızı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Kiracıdan Kaynaklı Nedenler
- Kiracı taşınmazı boşaltmayı tahliye taahhütnamesiyle yalı bir şeklide üstlenmiş fakat taahhüt edilen tarihte tahliye gerçeklememişse 1 ay içerisinde dava yoluyla kira sözleşmesini sonlandırabilir.
- 1 seneden kısa süreli kira sözleşmesinde kira süresi boyunca kira bedelini ödemez ve kendisine 2 haklı ihtarda bulunulmuş ise kiraya veren kira süresinin bitiminden ve ihtarların yapıldığı tarihten itibaren 1 ay içerisinde dava yoluyla kira sözleşmesini sona erdirebilir.
- 1 yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde, 1 yıl veya 1 yıldan uzun olan kira yılını aşan kira parasının bedeli ödemediği için 2 haklı ihtarda bulunulmuşsa kiraya veren, kira yılının bitiminden itibaren 1 ay içerisinde dava yoluyla kira sözleşmesini sona erdirebilir.
- Kiracının veya birlikte yaşadığı eşinin aynı ilçe yahut belde içerisinde oturmaya elverişli konutun bulunması halinde kiraya verenin kiracı ile olan sözleşmesini, dava yolu ile kira sözleşmesini sonlandırabilir.
Kiraya Verenden Kaynaklı Sebepler
- Kiraya verenin kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu yahut kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu kişilerin konut veya işyeri ihtiyaçlarından kaynaklı kira sözleşmesi sonlandırılabilir. Söz konusu sonlandırma sonucu kiraya veren taşınmazı yakınına vermemiş ise eski kiracı tahliyeden kaynaklı uğradığı zararın tazmin edilmesini talep edebilir.
- Kiralanan taşınmazın yeniden inşası, tamir, genişletilmesi yahut kullanıma elverişsiz hale gelmesi durumlarında kiraya veren, kira sözleşmesini sonlandırabilir. Fakat yapılacak olan işlemler kiracının taşınmazdan çıkmasını gerektirecek kadar büyüklükte ve önemde olmalıdır.
- Kiraya veren, sözleşmeye konu olan taşınmazı başka bir kişiye devretmiş ise yeni taşınmaz sahibinin ihtiyacı sebebiyle, kiracının tahliye edilmesini talep edebilir.
Tahliye Davası Nerede Açılır?
Tahliye davası Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca sulh hukuk mahkemelerinde açılmaktadır. Tahliye davasının açılacağı yer genel olarak taşınmazın bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesidir. Fakat bu mahkeme kesin yetkili mahkeme değildir. Tahliye davası ayrıca davalının bulunduğu yer yahut ifanın gerçekleşeceği yerdeki sulh hukuk mahkemelerinde de tahliye davası açılabilmektedir.
10873 Hukuk Muhakemeleri Kanununa buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Tahliye Davası Emsal Karar
Yargıtay, 3. Hukuk Dairesi, E. 2019/4079, K. 2020/601, T. 23.01.2020
Davacı ….A.Ş. ile davalılar … ve … aralarındaki itirazın iptali ve kiralananın tahliyesine davasına dair Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 02/07/2015 günlü ve 2012/1093 E.- 2015/490 K. sayılı
hükmün bozulması hakkında Dairece verilen 03/04/2019 günlü ve 2017/6755 E. – 2019/2950 K. sayılı
ilama karşı davalılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı 08.11.2012 tarihinde açtığı işbu davada; davalı Vakıf ile aralarında 09.11.2009 düzenleme, 01.02.2010 başlangıç tarihli, 10 yıl süreli, aylık 100.000 USD+KDV bedelli kira sözleşmesi bulunduğunu, 2012 yılı Eylül ayı kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle Bakırköy 6. İcra Müdürlüğü’nün 2012/17392 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını , davalıların süresinde borca itiraz edip yasal 30 günlük süre içerisinde kira bedelini de ödemediklerini belirterek davalıların itirazının iptali ile aleyhlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar; davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; talep edilen Eylül ayına ait kira bedelinin, muacceliyetinden önce 22.08.2012 tarihinde takibe konulduğu, takipte borcun ödenmesi için 30 günlük süre verilmediği,
dava konusu 2012 yılı Eylül ayı kira bedelinin de diğer ödenmeyen kiralarla birlikte toplanarak bir ödeme takvimine bağlandığı ve bu kapsamda ödendiği, protokolde tüm ödemeler yapılmadan mevcut dava ve icra takiplerinden vazgeçilmeyeceğine dair hüküm konulmuş olmasına rağmen davacının bu protokol uyarınca icra takiplerine giriştiği ve bu bedellerin içerisinde 2012 yılı Eylül ayı kirasının da bulunduğu belirtilerek davanın reddine dair verilen hükmün, davacı vekili tarafından temyizi üzerine
Dairemizin 03.04.2019 günlü ve 2017/6755 Esas – 2019/2950 Karar sayılı ilamı ile taraflar arasındaki sözleşme ve protokol hükümlerine göre ödenmesi gereken kira bedeli ile ödenen tutarlar karşılaştırılarak gerekirse yeniden bilirkişi raporu alınmak suretiyle temerrüt nedeniyle tahliye şartlarının oluşup oluşmadığı hususunun ayrıca değerlendirilmesi ve icra takip tarihi olan 17.09.2012 tarihi ile dava tarihi sonrası yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce yapılacak olan hesapta dikkate alınması yönünde hüküm kurulması gerekirken,
yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi karar verilmesinin hatalı olduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de davacı … davalı Vakıf arasında 09.11.2009 tarihinde düzenlenen, 01.02.2010 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesinin ek özel şartlar 1. maddesinde;
Kiracının, kira bedelini net olarak her ayın birinci günü kiraya verenin kestiği fatura karşılığında o ayın sonuna kadar (kira bedeli + kdv bedeli) kiraya verenin banka hesabına yatıracağı düzenlenmiş olup ödeme günü her ayın sonuna kadar tayin edildiğinden , davaya esas icra takibine konu 2012 yılı Eylül ayı kira bedelinin takip tarihi olan 17.09.2012 itibariyle talep edilebilir olmadığı, bu itibarla da davanın reddine dair verilen hükmün zuhulen bozulduğu , yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığından, davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 03.04.2019 günlü ve 2017/6755 E. – 2019/2950 K. sayılı bozma ilamının kaldırılarak Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 02.07.2015 günlü ve 2012/1093 E.- 2015/490 K. sayılı hükmün, dava konusu icra takibinin 17.09.2012 tarihinde başlatıldığının ve 01.02.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin ek özel şartlar 1. maddesi gereğince
2012 yılı Eylül ayı kira bedelinin icra takip tarihi itibariyle talep edilebilir olmadığının anlaşılmasına göre ONANMASINA, 38,10 TL fazla alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyen davalı …’a iadesine, 23/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.