- +90 312 911 1168
- info@mdmhukuk.com
- Kızılırmak Mah. 1443. Cad. Ankara 1071 Plaza A Blok No:25/58 06510 Çankaya/ANKARA
Taksirle-Yaralama
Makale Başlıkları
Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın, suçun yasal tanımında gösterilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir (TCK madde 22/1). Taksir, istisnai bir kusur türüdür. Taksirle yaralama kanunda düzenlendiği için taksirli davranışla bir başkasının yaralanmasına sebep olan kişi, taksirle yaralamadan sorumlu olacaktır.
Ceza Kanunumuza göre; ‘’Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır’’ (TCK madde 89).
Basit taksırle yaralama suçu soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete tabi bir suçtur. Suçtan zarar görenin şikâyeti aranır. Failin bilinçli taksirle hareketi sonucunda aşağıdaki iki grup nitelikli hal gerçekleşirse, suçun soruşturulması ve kovuşturulması için şikâyet aranmayacaktır (TCK madde 89/5).
Taksirle yaralama suçu, genel bir suçtur. Herkes bu suçun faili olabilir. Mağdur bakımından özel bir durum söz konusu değildir. Herkes bu suçun mağduru olabilir.
Maddi unsur; dikkatsiz ve özensiz iradi davranış ile öngörmeyerek yaralama sonucunu gerçekleştirmeden ibarettir. İradi davranış sonucu meydana gelen şey acı, algılama yeteneğinin bozulması, sağlığının bozulması neticelerinden birisidir. Netice meydana geldiğine suç tamamlanır. Bu nedenle taksirle yaralama neticeli bir suçtur. Hareketin yapılmasından daha sonra netice gerçekleşir. Bu nedenle taksirle yaralama ani bir suçtur.
Suç her tip hareketle gerçekleşebileceği için serbest hareketli bir suçtur.
Suç icrai veya ihmali davranışla işlenebilir. Suç, sonucu yaratmaya elverişli her çeşit hareketle işlenebilir.
Bu suçun hareket unsurunu, kişinin vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına sebebiyet veren herhangi bir hareket oluşturur. Örneğin alkollü olarak araç kullanan sürücünün yaya geçidindeki öğrenciye çarpıp onu yaralamasında olduğu gibi.
Cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli unsurları, TCY’nin 89/2-3-4, maddelerinde öngörülen; eylemin mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olması, eylemin mağdurun vücudunda kemik kırılmasına neden olması, eylemin mağdurun konuşmasında sürekli zorluğa neden olması, eylemin mağdurun yüzünde sabit ize neden olması, eylemin mağdurun yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olması, eylemin gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına neden olması, eylemin mağdurun iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine neden olması, eylemin mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olması, eylemin mağdurun konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına neden olması, eylemin mağdurun yüzünün sürekli değişikliğine neden olması, eylemin gebe bir kadının çocuğunun düşmesine neden olması, eylemin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması durumlarında geçerlidir.
Manevi Unsur
Bu suçun manevi unsurunu taksir oluşturur. Fail kasten hareket etmişse bu suç değil, kasten yaralama suçu oluşur.
Taksirle yaralama suçuna teşebbüs mümkün değildir. Zira teşebbüs kasten işlenebilen suçlarda söz konusu olur.
Taksırle yaralama suçuna iştirak mümkün değildir. Zira suça iştirak için kasten işlenmiş bir eylemin varlığı gerekir (TCY m. 40/1). Birden fazla kişinin taksir ile işlediği suçlarda herkes kendi kusurundan dolayı sorumlu olur; her failin cezası kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir (TCY m. 22/5).
Fail gerçekleştirdiği bir fiil ile birden fazla kişinin yaralanmasına neden olursa tek taksirle yaralamadan cezalandırılır. Failin cezası bir miktar arttırılır. Örneğin, dikkatsiz bir sürücü yapmış olduğu kaza sonucunda üç kişinin yaralanmasına sebebiyet verirse bir taksirle yaralama suçundan ceza verilir. Ceza, kanunda belirtilen miktarlarda arttırılır.
Kasıtlı bir davranışı ile birden fazla kişiyi yaralayan faile mağdur sayısı kadar yaralama suçundan ceza verilir. Örneğin, kasten meydana getirdiği patlama sonucu üç kişiyi yaralayan faile, üç ayrı kasten yaralama cezası verilir. Kasten yaralama suçunda zincirleme suç hükümleri uygulanmaz.
Taksırle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasıyla ilgili olarak üçlü bir ayrım yapmak gerekir (TCY m. 89/5). Bilinçsiz taksirle işlenen yaralama suçlarında soruşturulma ve kovuşturulma şikâyete bağlıdır. Eylemin suçun temel biçimi ya da nitelikli unsurları kapsamında olması da bu açıdan önem taşımaz. Suçun temel biçimi (TCY m. 89/1) kapsamına giren bir yaralama eylemi bilinçli taksirle işlenmiş ise suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Suçun nitelikli unsurlarına (TCY m. 89/2, 3, 4) giren bir yaralama eylemi bilinçli taksirle işlenmiş ise şikâyet aranmaz, re’sen soruşturma ve kovuşturma yapılır. Bu nedenle şikâyetten vazgeçme nedeniyle kamu davası düşürülemez. Örneğin bilinçli taksirle yaralama eylemi, mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına ya da konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına neden olmuşsa re’sen soruşturma ve kovuşturma yapılır.
Taksirle adam yaralama suçunun basit halinde verilecek ceza 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezasıdır.
TCK md. 89/2’de sayılanlar şeklinde işlendiyse; suçun basit şeklinin işlenmesi durumunda verilen ceza yarı oranında arttırılır. Sanığa 4,5 yıldan 1,5 yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir.
TCK md. 89/3’te sayılanlar şeklinde işlendiyse; suçun basit halinin işlenmesi durumunda ceza bir kat arttırılır. Sanığa 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası verilir.
Taksirle işlenen yaralama fiili birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olduğu durumda 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilir. Bu durumda adli para cezası öngörülmemiştir.
Bilinçli taksirle yaralama suçunda ise, TCK md.89’da belirlenen ceza, 1/3’ten ½ oranına kadar arttırılır.
Bilinçsiz taksirde önemli nokta dikkat ve özen yükümlüğü hususudur. Kişinin kendinden beklenen dikkat ve özen yükümlülüğüne uymayıp kanunda belirtilen yasaklı hareketi yaparak bazı durumlarda zararlı ve tehlikeli neticeler gerçekleştirmesidir.
Bilinçli taksirde ise kişi, kanunda yasaklı olan hareketin sonucunda zararlı veya tehlikeli bir netice ortaya çıkacağını öngörmekte olup bu neticenin kendi yeteneği ile meydana gelmeyeceğine inanarak bu hareketi gerçekleştirmektedir. Ancak öngörülen bu zararlı veya tehlikeli netice sonuç olarak gerçekleşmektedir.
İki durumda da ortak nokta ortaya çıkacak neticenin istenmemesidir.
Taksirle adam yaralama suçunda şikâyet süresi suçun işlenmesi ve failin öğrenilmesinden başlayarak 6 ay olup bu suç şikayete tabi bir suçtur.
Taksırle yaralama suçu TCK md. 89/2-3-4’te düzenlenen şekilde işlendiği takdirde takibi şikayete tabi olmaz, savcılık resen soruşturur.
Taksirle yaralama suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıl olup bazı koşulların oluşması durumunda bu süre 12 yıla kadar çıkabilmektedir.
Taksırle yaralama suçunda seçimlik ceza olarak adli para cezası da verilebilir.
Taksirle yaralama suçunda hapis cezasına hükmedildiği takdirde artık bu ceza adli para cezasına çevrilemez. Ancak böyle bir durumda hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya cezanın ertelenmesi kararı verilebilir.
Taksirle ya da bilinçli taksirle adam yaralama suçunda etkin pişmanlık hükümleri yoktur.
Taksirle yarralama suçunun basit ve nitelikli halleri dahil her hali için görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemeleridir.
MDM Hukuk ve Danışmanlık; Ankara merkezli faaliyet gösteren bir avukatlık bürosudur.
Büromuz; ülke genelinde avukatlık mesleğinin yasal ve etik değerleri çerçevesinde hukukun bir çok alanında yetkin kadrosuyla avukatlık ve danışmanlık hizmeti sunmaktadır.
Bu web sitesi ve içindeki bilgiler, Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kurallarına göre ve özellikle reklam yasağına uygun olarak tasarlanmıştır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinin tüm bilgi ve materyaller sadece bilgilendirme olup bunların tamamına veya bir kısmına dayanılarak yapılan işlemlere, eylemlere ve bunların sonuçlarına ilişkin hiçbir sorumluluk kabul edilmez. Söz konu bilgilerin aktarılması ile kullanıcılar ve web tarayıcıları ile MDM HUKUK & DANIŞMANLIK arasında bir avukat-müvekkil ilişkisi yaratılması amaçlanmamıştır ve bilgilerin bu kişilerce alınması hiçbir şekilde bu yönde bir ilişki oluşturmayacaktır. Müvekkiller veya okuyucular hiçbir şekilde mevcut duruma ve özelliklerine ilişkin olarak uygun hukuki veya başka herhangi bir profesyonel görüş almadan, MDMHUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinde yer alan herhangi bir hususa dayanarak bir eylemde bulunmamalıdır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK, bu web sitesi aracılığıyla ulaşılan üçüncü kişilere ait içeriklerden hiçbir şekilde sorumlu değildir.
MDM Hukuk ve Danışmanlık Tüm Hakları Saklıdır.