İdare Hukukunda Olağanüstü Kanun Yolları
Makale Başlıkları
Kanun yolu; ilk derece mahkemesinde verilen bir karara karşı, bu kararın usule veya hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle denetlenmesi için yargı düzeninin en üst mahkemesine başvurmaktır.idare hukukunda kanun yolları
Kanun yollarının amacı hem kendisi hakkında yanlış karar verildiğini düşünen bireylerin bu yolla tatmin edilmesini ve bireylerin, toplumun adalete olan inancını güçlendirmek hem de usule veya hukuka aykırı kararların adil bir şekilde denetlenerek bu kararların ortadan kaldırılmasını sağlayarak adil bir hukuk düzeni oluşturmaktır.
İdari yargıda kanun yolları dediğimiz zaman ise, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararlara karşı bu kararların usul veya hukuka aykırı olup olmadığını denetlenmesi amacıyla 20.01.1982 tarihli 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na üst derece mahkemeler olan bölge idare mahkemeleri(istinaf) ya da Danıştay ilgili idari veya dava dairelerine konusuna göre (İdari Dava Daireleri – Vergi Dava Daireleri) başvurulması anlatılmaktadır.
İdari Yargılama Hukukunda kanun yolları, yargı mercilerinin kararlarının kesinleşmesini önleyen olağan kanun yolları ve yargı mercilerinin kesinleşmiş(nihai) kararlarına karşı başvurulan olağanüstü kanun yolları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Türk İdari Yargı Sistemi’nde olağanüstü kanun yolları İYUK madde 51’de düzenlenen kanun yararına temyiz ve İYUK madde 53’te düzenlenen yargılamanın yenilenmesi yollarıdır. idare hukukunda kanun yolları
Kanun Yararına Temyiz
İYUK madde 51’e göre; idare, vergi ya da bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar ile temyiz incelemesinden geçmemiş kesinleşen kararlara karşı kanun yararına temyiz yoluna başvurulabilmektedir.
Maddeden de anlaşılacağı üzere idare, vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı ve temyiz incelemesine gitmeyen nihai kararlarına karşı bu kararların niteliği gereği yürürlükteki kurallara aykırılık teşkil ediyorsa kanun yararına temyiz yoluna başvurulabilir. Bu bakımdan kanun yararına temyiz, kesinleşmiş kararlara karşı başvurulabilen bir yol olduğu için olağanüstü kanun yoludur.
Kanun yararına temyize konu olabilecek yargı kararları:
- Temyiz merci tarafından incelenmeden kesinleşmiş idare mahkemesi kararları
- Temyiz merci tarafından incelenmeden kesinleşmiş vergi mahkemesi kararları
- Bölge İdare Mahkemesi’nin kesin hüküm niteliğinde olan kararları
- Danıştay’ın, Danıştay Kanunu madde 24’te sayılan ilk derece mahkemesi sıfatı ile baktığı ve kesinleşmiş yargı kararları
- Kanun Yararına Temyiz yoluna başvurabilmek için iki şartın bir arada (kümülatif) şekilde bulunması gerekmektedir. Bunlar, kanun yararına temyiz yoluna başvurulacak kararın temyiz incelemesinden geçememiş olması; diğer bir şart ise bu kararın yürürlükteki hukuka aykırı bir karar olması gerekir. idare hukukunda kanun yolları
Kanun Yararına Temyizde Yetki
İlgili kanun maddesi metnine göre kanun yararına temyiz yoluna başvuruda bulunma yetkisi Danıştay Başsavcısına verilmiştir. Durum bu olmakla birlikte Başsavcıya vekalet eden Danıştay Üyesinin de duruma göre kanun yararına temyiz talebinde bulunabileceği kabul edilmektedir. Ancak Danıştay Savcılarının kanun yararına temyiz yoluna başvurabilme yetkisi bulunmamaktadır.
Danıştay Başsavcısı, bu yetkisini madde metninde de ifade edildiği üzere ya ilgili bakanlığın göstereceği lüzum üzerine ya da kendiliğinden kanun yararına temyiz yoluna başvurabilir. Burada yargıya ilişkin bir kavramdan bahsedildiği için ilgili bakanlık olarak sadece Adalet Bakanlığı düşünülebilir ancak mesela kamu harcamaları ile ilgili bir kararda Adalet Bakanlığı’nın ilgili bakanlık olduğu kadar Maliye Bakanlığı da ilgili bakanlık olarak kabul edilmelidir.
Kanun Yararına Temyizde Süre Ve Başvuru Biçimi
Kanun Yararına Temyiz başvuru yolu için kanunda herhangi bir süreden söz edilmemekle beraber öğretide, kamusal bir yararın bulunduğu, güncel kararlara karşı bu yola başvurulabileceği, çok eski hukuki konulara karşı bu yola başvurulamayacağı kabul edilmektedir.
Kanun Yararına Temyiz başvurusu İYUK ilgili maddesinde belirtilen temyiz başvuru dilekçesi şekline tabidir. Ancak bu kanun yolunun tarafların hukuki durumuna herhangi bir etkisi olmadığı için tara ara tebliği gibi hususlar söz konusu değildir.
Kanun Yararına Temyizin Sonuçları
- Kanun yararına temyiz, tamamen hukuki denetimden ibaret olduğu için verilecek bozma kararı, tarafların hukuki durumunda herhangi bir değişiklik yapmaz. Bozmaya konu olan kararın kesin hüküm niteliği devam eder. Bu kanun yolunun amacı hukuka aykırı kararların bozularak bundan sonraki kararlarda birlik ve yargı mercilerinin adil kararlar vermesini sağlamaktır. Dolayısıyla bozma kararı verilen hükmün ilk derece mahkemesi tarafından tekrar ele alınıp yeni bir karar verilmesi gibi bir şey söz konusu değildir.
- Kanun yararına temyiz incelemesinde yürütmenin durdurulması talebinde de bulunulamaz. Zira, yukarıda da izah edildiği üzere kanun yararına temyiz yolu sonucunda verilen bozma kararının tarafların hukuki durumunda herhangi bir değişiklik yaptığından söz edilemez.Kanun yararına temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı karar düzeltme ya da yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamaz.
- Kanun yararına temyiz incelemesi sonucunda verilen bozma kararları ilgili bakanlığın gördüğü lüzum üzerine başvurulmuşsa ilgili bakanlığa kararın birörneği gönderilir, aynı zamanda verilen bozma kararının bir örneği Resmi Gazete ’de yayımlanır.
Yargılamanın Yenilenmesi
Yargılamanın Yenilenmesi yolu, İYUK madde 53’te düzenlenmiş olup ilgili madde metninden de anlaşılacağı üzere, bazı ağır yargılama hatalarından ve hukuki eksikliklerden dolayı maddi anlamda kesin hükmün sonuçlarının ortadan kaldırılmasını ve aynı dava hakkında yeniden bir inceleme yapılarak karar verilmesini sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur. Kesinleşmiş bir karara karşı öngörülen bir kanun yolu olduğu için yargılamanın yenilenmesi yolu da olağanüstü kanun yoludur.
Yargılamanın Yenilenmesine Konu Olabilecek Kararlar
İYUK ilgili maddesine göre idari yargıda yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurabilmek için ;
- Esasa ilişkin nihai ve kesin bir karar olmalıdır.
Yargılamanın Yenilenmesi yoluna İdare ve Vergi Mahkemeleri’nin kesin hüküm niteliğindeki kararları, Bölge İdare Mahkemesi’nin kesin hüküm niteliğindeki kararları ve Danıştay’ın, Danıştay Kanunu madde 24’te belirtilen ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı ve temyiz incelemesinden geçmeden verdiği kararlara karşı başvurulabilmektedir.
- İdari Yargılama Usulü Kanunu 53.maddede tahdidi (sınırlı sayıda) belirtilen sebeplerden birinin varlığı
- Yargılamanın Yenilenmesi kanuni süre içinde yapılmalıdır.
Yargılamanın Yenilenmesine Konu Olamayacak Kararlar
- Ara kararları
- İlk inceleme aşamasındaki kararlar
- Davayı sonuçlandıran taraf işlemleri
- Yürütmenin durdurulması kararları
- Temyiz incelemesi üzerine verdiği kararlar
- Davanın açılmamış sayılması kararları
- Görev ve yetki uyuşmazlıklarına ilişkin kararlar
- Yargısal olmayan kararlar
- Yargılamanın yenilenmesi üzerine verilen kararlar idare hukukunda kanun yolları
Yargılamanın Yenilenmesinde Süre
Yargılamanın Yenilenmesi yolunda idari yargıdaki genel süre olan altmış günlük süreler geçerlidir. Ancak ilgili maddede sayılan sebeplerden (h)bendinde yazılı sebep için süre 10 yıl, (ı) bendinde yazılı sebep için başvuru süresi 1 yıl olarak düzenlenmiştir. Bu süreler, yargılamanın yenilenmesi sebebinin gerçekleştiği tarihi izleyen günden itibaren başlar. idare hukukunda kanun yolları
Yargılamanın Yenilenmesini İsteyebilecekler
Asıl davanın tarafları yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurabilir. Burada asıl taraf kavramında kastedilen davanın asıl tarafları ve onların halefleridir. Buradan çıkan sonuç ise davaya müdahil olarak katılan kişiler yargılamanın yenilenmesi yoluna başvuramazlar.
Bu bakımdan asıl davanın tarafı olmayan kişilerin yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurma hakları evleviyetle yoktur. Taraflar, yargılamanın yenilenmesi yoluna bizzat başvurabilecekleri gibi, yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurabileceğine ilişkin özel bir yetki verilen vekaletname ile avukatlarının da bu yola başvurması mümkündür.
Davanın taraflarından ise, yargılamanın yenilenmesi yoluna hukuksal bir menfaati olan taraf başvurabilir. Yargılamanın Yenilenmesi yoluna başvuran taraf, başvuru dilekçesinde karşı tarafı da göstermek zorundadır. idare hukukunda kanun yolları
Yargılamanın Yenilenmesinde Başvuru
Yargılamanın Yenilenmesi yoluna, kural olarak kararı veren mahkemeye hitaben yazılmış bir dilekçe ile olur ve o mahkemeye dilekçe verilir. Ancak53/1-h de sayılan çelişik iki kararın verildiği bir durumda ise son kararı veren yani ikinci kararı veren mahkemeye dilekçe verilir. Yargılamanın Yenilenmesi dilekçesinde sebeplerden en az birinin gösterilmesi gerekir.
- Danıştay ile ilk derece mahkemeleri arasında çelişik bir karar var ise, ister ilk kararı veren mahkeme olsun ister son kararı veren mahkeme olsun başvurulacak mahkeme Danıştay olacaktır.
- Yargılamanın yenilenmesi incelemesinde duruşma yapılıp yapılmayacağı incelemeye yapan mahkemenin takdir yetkisindedir. idare hukukunda kanun yolları
Yargılamanın Yenilenmesi Sonuçları
Yargılamanın Yenilenmesi talebi üzerine verilen karar ile eski kararın tamamen veya kısmen kaldırılmasına ilişkin yeni kararın hukuki niteliği ile ilgili olarak medeni usul hukukçuları ile idare hukukçuları arasında bir ihtilaf mevcuttur.
Medeni Usul Hukukçularına göre, yargılamanın yenilenmesi sonucu verilen yeni karar ile eski kararın ortadan kaldırılması durumunda yeni hükmün eski hükmü geçmişe etkili olarak bütün sonuçları ile birlikte ortadan kaldıracağı ve bu bakımdan yeni hükmün inşaai bir hüküm olduğu yönündedir.
İdare hukukçuları ise, yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen yeni hüküm ileriye yönelik etki doğurur. Önceki karar, eskiye yönelik olarak kendiliğinden ortadan kalkmaz. Özellikle önceki kesin hükme dayanarak işlem yapmış üçüncü kişilerin durumlarının korunması bakımından önemlidir.
Kanun Yararına Temyiz Yoluna İlişkin Emsal Yargı Kararları
Danıştay 4. Vergi Dava Dairesi, E. 2000/1065 K. 2000/1630 T. 20.4.2000
Davacının 1995, 1996 ve 1997 yıllarında elde ettiği kira gelirlerinden dolayı beyanda bulunmadığı ileri sürülerek, takdir komisyonu kararına dayanılarak tarhiyat yapılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dilekçeler üzerine ilk inceleme” başlıklı 14 üncü maddesinde yedi bent halinde hangi hususların ilk incelemede tesbit edileceği belirtilmiş, 15 inci maddesinin 1 inci fıkrasının d/bendinde anılan Kanun’un 3 ve 5 inci maddelerine uygun olmayan dilekçelerin yeniden düzenlenmesi veya noksanlarının tamamlanması için otuz gün süre verileceği öngörülmüştür.
Olayda davacı, 4.3.1999 tarihli ihbarnamelerin tebliği üzerine uzlaşma talebinde bulunmuş, uzlaşma komisyonunun 9.4.1999 tarihli toplantısında uzlaşma sağlanamaması üzerine 22.4.1999 tarihinde dava açmıştır.
Ankara 1. Vergi Mahkemesinin 28.4.1999 gün ve E: 1999/255, K: 1999/304 sayılı kararıyla; üç ayrı yıl tarhiyatına tek dilekçeyle dava açılması nedeniyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15 inci maddesinin 1 inci fıkrası d/bendi uyarınca kararın tebliği tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde 5 inci maddeye uygun şekilde düzenlenerek her yıl tarhiyatına ayrı dilekçeyle yeniden dava açılmak üzere dilekçe reddedilmiştir.
Davacı tarafından her yıl tarhiyatına ayrı ayrı dava açılmış, ancak bu kezde dava dilekçesinin tek suret verildiği görüldüğünden yine Ankara 1. Vergi Mahkemenin 17.6.1999 günlü ve E: 1999/367, K: 1999/428 sayılı kararıyla; 2577 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesine uygun bulunmayan dava dilekçesi yukarıdaki 15 inci maddenin 1/d bendi gereğince 30 günlük süre içerisinde eksiklikleri giderilerek yeniden dava açılmak üzere reddedilmiştir.
Davacı bu eksiklikleri tamamladıktan sonra 30 günlük süre içerisinde davasını yenilemiştir. Ancak Ankara 3. Vergi Mahkemesinin 16.9.1999 gün ve E: 1999/536, K: 1999/554 sayılı kararıyla;
213 sayılı Vergi Usul Kanununun ek 7 nci maddesinin 4 üncü fıkrasında öngörülen 15 günlük ek dava açma süresi dikkate alındığında 9.4.1999 günlü uzlaşma komisyonu kararının aynı gün tebliğ edildiği, buna karşın davanın 15 günlük süre geçirildikten sonra 27.7.1999 tarihinde açılması nedeniyle süreaşımı yönünden reddedilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51 inci maddesinin 1 inci fıkrasında bölge idare mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştay’ca ilk derece mahkemesi olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edilenin ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği öngörülmüştür.
Bu düzenlemeyle tarafların iradeleriyle başvurabilecekleri kanun yolları dışında, Danıştay Başsavcısı tarafından kullanılabilecek olan “Kanun Yararına Temyiz” olarak nitelenen bir kanun yolu kabul edilmiş ve bu şekilde, yürürlükteki hukukun ülke genelinde birlik içinde uygulanması sağlanmaya çalışılmıştır.
Olayda davacının dilekçe ret kararlarından sonra süresinde davasını yenilediği açıktır. Bu durumda vergi mahkemesince davanın süre aşımı yönünden reddedilmesinde isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile Ankara 3. Vergi Mahkemesinin 16.9.1999 günlü ve E: 1999/536 K: 1999/554 sayılı kararının, 2577 sayılı İdare Yargılama Usulü Kanununun 51 inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak koşulu ile bozulmasına, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmesine ve Resmi Gazetede yayımlanmasına 20.4.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Danıştay 8. İdari Dava Dairesi, E. 2020/4036 K. 2020/3428 T. 8.9.2020
Dava Konusu İstem: Davacı tarafından, şikâyet edilen İstanbul Barosu’na kayıtlı Avukat K1 hakkında verilen disiplin soruşturması açılmasına yer olmadığına ilişkin karara karşı yapılan itirazın zamanaşımı nedeniyle reddine dair kararın bir daha görüşülmek üzere Adalet Bakanlığı’nca geri gönderilmesi üzerine Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nca önceki kararda ısrar edilmesine ilişkin kararın iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 6. İdare Mahkemesince verilen 18/04/2018 tarih ve E:2017/295, K:2018/1048 sayılı kararda; şikayet edilen avukatın üzerine atılı eylemle ilgili olarak dosyada mevcut olan bilgi ve belgelerin disiplin soruşturması açılmasını gerektirmediğinden, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesinin 25.12.2018 tarih ve E:2018/1288, K:2018/2038 sayılı kararıyla; Mahkeme kararının usul ve hukuka uygun olduğu, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle, 2577 sayılı Kanunun 45/6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kesin olarak reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesinin 25.04.2019 tarih ve E:2018/1288, K:2018/2038, T: 2019/75 sayılı kararıyla, Daire kararının kesin nitelikte olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesinin 25.04.2019 tarih ve E:2018/1288, K:2018/2038, T:2019/75 sayılı kararının temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11.10.2019 tarih ve E:2019/7420, K:2019/8631 sayılı kararıyla, davaya konu uyuşmazlığın temyiz yolu açık davalar arasında yer almadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacının kanun yararına temyiz istemi üzerine, Danıştay Başsavcılığının 13.02.2020 tarih ve KYB E:2020/32 sayılı kararında; 2577 sayılı Kanunun 51. maddesi uyarınca kanun yararına temyiz yoluna başvurulabilmesine yasal olanak bulunmadığı gerekçesiyle kanun yararına temyiz isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Temyiz Edenin İddiaları : İstem konusu kararların hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Danıştay Tetkik Hâkimi K2 Ddüşüncesi : İstemin incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı Kanunun ”Kanun yararına temyiz” başlığını taşıyan 51. maddesinde; ”İdare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar ile istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenler, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabilir.
Temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde karar, kanun yararına bozulur. Bu bozma kararı, daha önce kesinleşmiş olan merci kararının hukuki sonuçlarını kaldırmaz.
Bozma kararının bir örneği ilgili bakanlığa gönderilir ve Resmi Gazete’de yayımlanır.” kuralı yer almıştır.
Yukarıda aktarılan kural ile İdare ve vergi mahkemelerince verildikleri anda kesin olan ve temyiz edilemeyen kararlar ile aslında temyiz edilebilen, ancak taraflarca bu yola başvurulmamış olması nedeniyle istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlara karşı olağanüstü bir kanun yolu öngörülmüştür.
Bölge idare mahkemelerinin istinaf incelemesi üzerine vermiş oldukları kararlar ile bu kararların temyizi üzerine aynı Dairenin verdiği kararlar ve Danıştayın temyiz incelemesi üzerine vermiş oldukları kararlara karşı, 2577 sayılı Kanunun 51. maddesi uyarınca kanun yararına temyiz imkânı bulunmadığı açıktır.
Bu durumda; istinaf incelemesinden geçerek kesinleşen incelemeye konu İdare Mahkemesi kararının ve kanun yararına temyiz istemini incelenmeksizin reddeden Danıştay Başsavcılığı kararının temyizen incelenmesine yasal olanak bulunmadığından, davacının isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
- İstemin incelenmeksizin reddine,
- Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, yürütmenin durdurulması hakkında karar verilmediğinden, 89,60 TL yürütmenin durdurulması harcının davacıya iadesine 08/09/2020 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.
Yargılamanın Yenilenmesi Yoluna İlişkin Emsal Yargı Kararları
Danıştay 15. İdari Dava Dairesi, E. 2016/4049 K. 2016/3121 T. 4.5.2016
GÖNDERME KARARI
Yetkilendirilmiş gümrük müşaviri olan davacının, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun geçici 6/3 ve geçici 6/2-c bendi uyarınca 6 ay süreyle mesleki faaliyetten alıkoyma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 19.07.2012 tarih ve 2012/27 sayılı Merkez Disiplin Kurulu kararının;
soruşturma raporunda yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin antrepolardaki eşyaları değiştirdiklerine veya kaçakçılık eylemine iştirak ettikleri hususunda en küçük bir emare ve delilin tespit edilemediği, Yasa hükümlerinde belirtildiği üzere, gümrük müşavirlerinin, işini takip ettiği firmaca ibraz edilen fatura ve ilgili belgelere uygun şekilde gümrük beyannamelerini düzenleyerek iş takibi yapma yetkisine sahip olduğu,
faturaların ve diğer ilgili belgelerin sıhhati konusunda herhangi bir şüphe, ihbar veya şikayet olmadan gümrük işlemlerinde kullandığı belgelerin gerçek olup olmadığını araştırmakla yükümlü bulunmadığı iddialarıyla iptali istemiyle ‘na karşı açılan dava sonucunda
Ankara 14. İdare Mahkemesince, davanın reddi yolunda verilen 10/11/2014 tarih ve E:2014/782, K:2014/1285 sayılı kararın temyizen incelenip onanmasına ilişkin Dairemizin 23/06/2015 tarih ve E:2015/3312, K:2015/4371 sayılı kararının düzeltilmesine ilişkin yapılan karar düzeltme başvurusunun Dairemizin 16/02/2016 tarih ve E:2015/9326, K:2016/917 sayılı karar düzeltme red kararı ile sonuçlanmış olan davada, davacı tarafından yargılamanın yenilenmesi istemi üzerine oluşturulan dosya incelenerek gereği görüşüldü;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3611 sayılı Kanunun 22. maddesi ile değişik 53. Maddesinin 1. fıkrasında; Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde verilen kararlar hakkında, maddede yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesinin istenebileceği; aynı maddenin 2. fıkrasında da, yargılamanın yenilenmesi isteklerinin davanın esası hakkında karar vermiş olan mahkemece karara bağlanacağı düzenlemesi yer almaktadır.
Bu durumda, yukarıda anılan madde uyarınca, Danıştay dava dairelerinin, sadece ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalarda verdiği kararlara ilişkin yargılamanın yenilenmesi istemlerini inceleyebileceğinden;
Danıştay dava dairelerince temyizen incelenen idare ve vergi mahkemelerinin kararları hakkındaki yargılamanın yenilenmesi istemlerinin, davanın esası hakkında karar veren mahkemece incelenmesi gerekmekte olup; her ne kadar yargılamanın yenilenmesi Dairemizce verilen temyiz isteminin reddine ilişkin karara yönelik olarak yapılmış ise de;
istemin Ankara 14. İdare Mahkemesinin 10/11/2014 tarih ve E:2014/782, K:2014/1285 sayılı kararına yönelik yargılamanın yenilenmesi istemi olarak değerlendirilip anılan idare mahkemesince karara bağlanacağı açıktır.
Açıklanan nedenlerle, dosyanın esas kaydının kapatılarak, dosyanın yargılamanın yenilenmesi istemi hakkında karar verilmek üzere, Ankara 14. İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 04/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Danıştay 12. İdari Dava Dairesi, E. 2015/1024 K. 2015/5865 T. 11.11.2015
İstemin Özeti : …kadrosunda görev yapmakta iken 26.04.1988 tarihli ve 470 sayılı işlemle görevine son verilen davacı tarafından, anılan işlemin iptali istemiyle açılan davada,
Van İdare Mahkemesi’nin 08.06.1989 tarihli ve E:1988/169, K:1989/240 sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın Danıştay’dan temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmesinden sonra, karar sonucunu değiştirebilecek bilgi ve belge elde etmiş olduğundan bahisle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b) ve (e) bentlerinde belirtilen sebeplerin bulunduğu ileri sürülerek yargılamanın yenilenmesi istemiyle açılan davada; dava dosyası ile arşivden temin edilen Van İdare Mahkemesi’nin E:1988/168 sayılı dosyanın birlikte incelenmesinden, davacı tarafından hakkında; adayların yetiştirilmesine ilişkin yönetmelik hükümlerinin uygulanmadığı,
Devlet Personel Başkanlığı’na bildirimin Kurumca yapılmadığı, aday memur olmasına rağmen … Gizli Sicil Yönetmeliği’nin uygulandığı, bu hususlara ilişkin bilgi ve belgelere yenilenmesi istenen karar verildikten sonra ulaşıldığı belirtilerek yargılamanın yenilenmesinin istenildiği anlaşılmakta ise de, söz konusu belgelerin Van İdare Mahkemesi’nin E:1988/168 sayılı dosyasının içerisinde bulunduğu ve davacının ileri sürdüğü iddiaların yargılanmanın yenilenmesi gerektirecek sebeplerin hiç birisine uymadığı gerekçesiyle yargılanmanın yenilenmesi talebinin reddi yolunda Van 1. İdare Mahkemesince verilen 13/02/2014 tarihli ve E:2012/1823, K:2014/304 sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : İdare mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17/2. maddesi uyarınca duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği düşünüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. İdare mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe,
hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 11/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Faydalı Linkler: