- +90 312 911 1168
- info@mdmhukuk.com
- Kızılırmak Mah. 1443. Cad. Ankara 1071 Plaza A Blok No:25/58 06510 Çankaya/ANKARA
Makale Başlıkları
Tarih boyunca insanlık birçok amaç uğruna mücadele etmiştir. Bu mücadeleler sırasında şiddetin sınırlarının aşılması sonucu savaşlar ortaya çıkmaktadır. Savaşlar genel olarak devletler arasında çıkmasına rağmen asıl mağdur olanlar savaşan devletlerin halklarıdır. Savaşlardan kaynaklı olarak zarar görmekten çekinen kişiler başka devletlere sığınma talebinde bulunmaktadır.Türk Hukukunda Mülteci Ve Sığınmacılara Tanınan Hak Ve Hürriyetler
Savaş sebebinden farklı olarak vatandaşı oldukları ülkede farklı nedenlerle baskı altında kalan ve ayrımcılığa uğrayan kişiler de farklı ülkelere sığınma talebinde bulunmaktadırlar.
Tanımsal açıdan incelendiğinde mülteci kavramı vatandaşı olduğu ülkeden ayrılarak başka bir ülkenin koruması altına alınmış kişidir. Sığınmacı kavramı ise koruma talebi henüz kabul edilmemiş fakat geçici olarak koruma altına alınmış kişilerdir.
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 3. kısmı olan Uluslararası Koruma başlığı, mültecilere dair düzenlemeleri barındırmaktadır. Söz konusu kanunun 88-90 maddeleri arasında mültecilerin sahip oldukları haklar ve yükümlülükler düzenlenmiştir. Kanun metnine göre;
Birleşmiş milletlerin 1951 yılında düzenlediği Cenevre Sözleşmesine, Türkiye Cumhuriyeti devleti taraf devletler arasındadır. Söz konusu olan sözleşme, ikinci dünya savaşı sonrası ortaya çıkan, mülteci kavramını korumaya yönelik düzenlemeler içermektedir. Sözleşmeye göre mülteciler arasında ayrım yapılmamalı ve hepsine eşit davranılması gerekmektedir.
Cenevre sözleşmesi, taraf devletlere mültecilerin hukuki hakları açısından yükümlülükler içermektedir. Taraf devletler, mültecilere, hak arama hürriyeti açısından, vatandaşlarla aynı imkânları sağlamaları gerekmektedir. Ayrıca mültecilerin elde etmiş oldukları statüler (evlilik, aile bağları vb.) koruma altına alındıkları ülkeler tarafından da kabul edilmelidir.
Mültecilere ürettikleri fikri ve sınaî haklar açısından, koruması altına girdikleri ülkenin vatandaşlarından farklı bir muamele gösterilmemelidir. Ayrıca taraf devletler tarafından mültecilerin mülk edinme haklarına mümkün olduğu ölçüde izin verilmelidir.
Taraf devletler yasal bir biçimde ülkesinde ikamet eden mültecilere, ücretli bir meslekte çalışma hakkı bakımından en müsait biçimde muameleyi uygulamalıdır. Mültecilerin kendi işyerlerini açmak ve kendi ticari şirketini kurmak konusunda da mümkün olan en iyi muamelenin uygulanması gerekmektedir.
Taraf devletteki yetkili makamlarca tanınmış olan diplomalara sahip olan mülteciler, ihtisas sahibi olduğu alanda müsait olduğu derecede çalışabilmektedirler. Sosyal Durum
Mülteciler sosyal hakları ve bunların güvenliğinin sağlanması bakımından sözleşme aracılığıyla mümkün olduğu düzeyde korunmuşlardır. Sözleşme, mültecilerin yaşam için konut edinme, eğitim ve sosyal yardımlardan faydalanma haklarını düzenlemiştir. Sözleşmeye göre mülteciler, mümkün olduğu düzeyde, konut edinebilecek, eğitimlerine devam edebilecek, sosyal yardımlardan faydalanabilecek ve sosyal güvencelerden faydalanabileceklerdir.
Cenevre sözleşmesinden farklı olarak mültecilere ev sahipliği yapan devletler mültecilerin, İnsan Hakları Beyannamesinde bulunan, temel hak ve özgürlüklerine saygı duymalı ve bu hakların kullanılması için gerekli olan işlemlerin yapılması gerekmektedir. Temel Hak ve Özgürlüklere örnek vermek gerekirse; yaşam hakkı, barınma hakkı, beslenme hakkı gösterilebilir. Türk Hukukunda Mülteci Ve Sığınmacılara Tanınan Hak Ve Hürriyetler. MDM Hukuk
MDM Hukuk ve Danışmanlık Alanında Uzman Avukat ve Danışmanlardan Oluşan Büyük Bir Kadroya Sahiptir.
Bu web sitesi ve içindeki bilgiler, Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kurallarına göre ve özellikle reklam yasağına uygun olarak tasarlanmıştır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinin tüm bilgi ve materyaller sadece bilgilendirme olup bunların tamamına veya bir kısmına dayanılarak yapılan işlemlere, eylemlere ve bunların sonuçlarına ilişkin hiçbir sorumluluk kabul edilmez. Söz konu bilgilerin aktarılması ile kullanıcılar ve web tarayıcıları ile MDM HUKUK & DANIŞMANLIK arasında bir avukat-müvekkil ilişkisi yaratılması amaçlanmamıştır ve bilgilerin bu kişilerce alınması hiçbir şekilde bu yönde bir ilişki oluşturmayacaktır. Müvekkiller veya okuyucular hiçbir şekilde mevcut duruma ve özelliklerine ilişkin olarak uygun hukuki veya başka herhangi bir profesyonel görüş almadan, MDMHUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinde yer alan herhangi bir hususa dayanarak bir eylemde bulunmamalıdır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK, bu web sitesi aracılığıyla ulaşılan üçüncü kişilere ait içeriklerden hiçbir şekilde sorumlu değildir.
MDM Hukuk ve Danışmanlık Tüm Hakları Saklıdır.