Tutukluluğa İtiraz ve Tutukluluk Kararı
Makale Başlıkları
Tutuklama Kararı
Tutuklama genel itibariyle geçici bir koruma tedbiridir. Şüpheli olan kişinin, sanığın kaçmasını önlemek, delillerin korunmasını sağlamak gibi amaçlara hizmet eder. Tutuklama kararı geçici de olsa özgürlüğü bağlayıcı etki doğurmasından mütevellit yalnızca soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine, kovuşturmada ise resen veya istem üzerine Hâkimce veya mahkemece(CMY m. 101/1) verilebilecek bir karardır. Tutuklama, sanılanın aksine başkaca yol kalmadığı zaman başvurulması gereken bir tedbirdir, başkaca yollar mümkünse tutuklama kararı verilmemelidir.
Daha detaylı anlatacak olursak tutuklama kararının iki amacı mevcuttur; ilki delillerin korunmasını sağlamaktır. Şüpheli ya da sanık olan kişinin somut davranışlarından delillere zarar verme ihtimali, mağdur üzerinde çeşitli tesirlerinin olması üzerine kuvvetli şüphe var ise bu yola başvurulur.
İkinci amacı ise şüpheli ya da sanık olan kişinin kaçmasını önlemektir. Kişi davranışları ile örneğin yurtdışına bilet almışsa, menkul gayrimenkul mallarını satmaya çalışıyorsa yani kaçacağı yönünde kuvvetli şüphe uyandıran davranışlarda bulunuyorsa şayet tutuklama kararı verilir. Tutukluluğa İtiraz
Tutuklama Kararının Hukuki Niteliği Nedir?
Başlangıçta da belirtildiği üzere tutuklama geçici bir tedbir kararıdır. Yani kişinin almış olduğu kesinleşmiş bir karara istinaden infaz aşaması değildir. Henüz kişi şüpheli ya da sanık durumdadır, hükümlü değildir. Tutuklamaya sebep olan etkenler ortadan kalktığı zaman gecikmeksizin tutuklama son verilmelidir. Örnek vermek gerekirse tüm deliller toplanmışsa yani kişinin delillerle tesir etme ihtimali ortadan kalkmışsa tutukluluğa son verilmelidir. Unutulmamalıdır ki tutuklama cezai anlamda var olan uyuşmazlığa çözüm getirmek değil uyuşmazlık çözülene kadar kişinin kaçmasının ya da delillere tesirinin önüne geçmektir. Tutukluluk hali de ceza hukuka hâkim ilkelerden olan suç ve cezaların şahsiliği ilkesindeki gibi şahsidir.
Tutuklama Kararını Kim Verir?
Soruşturma evresinde tutuklama kararı verilebilmesi için Cumhuriyet savcısının istemde bulunması gerekir. Cumhuriyet savcıları soruşturma aşamasında şüphelileri tutuklamaya sevk edip etmeme yönünde takdir hakkına sahiptir. Ancak takdir hakkının keyfilik anlamına gelmeyeceği de kuşkusuzdur. Yargıcın tutuklama veya tutuklamama konusunda yapacağı değerlendirmeye benzer şekilde, Cumhuriyet savcıları da CMY’nin 100. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğini somut olay açısından gözeterek bunun sonucuna göre tutuklamaya sevk edip etmeme hususunda takdir haklarını kullanmalıdırlar. Soruşturma evresinde tutuklama kararı verilebilmesi için Cumhuriyet savcısının istemde bulunması kuralının bir istisnası vardır:
Soruşturma sulh ceza yargıcı tarafından yapılıyorsa yargıç resen tutuklama kararı verebilir. Yani, suçüstü hali ile gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda Cumhuriyet savcısına erişilemiyor veya olay genişliği itibariyle Cumhuriyet savcısını aşıyorsa sulh ceza yargıcı bütün soruşturma işlemlerini yapabilir; şüpheliyi re’sen tutuklayabilir. (CMY m. 163) Kovuşturma evresinde sanığın tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re’sen mahkemece karar verilir (CMY m. 101/1). Dolayısıyla kovuşturma evresinde mahkemenin istem olmasa bile (re’sen) tutuklama kararı verebilmesi mümkündür. Tutukluluğa İtiraz
Ek bir bilgi olarak Çocuk Koruma Yasası’nda suça sürüklenen çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararlarına çocuk yargıcı tarafından karar verilebileceği belirtildiği halde, adli kontrol ve tutuklama kararını hangi merciinin vereceği konusunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Yasa’nın 42. maddesindeki “Bu Kanunda hüküm bulunmayan durumlarda Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmü dikkate alındığında CMY’nin 101/1. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuklar hakkında soruşturma evresinde tutuklama kararını sulh ceza yargıcının vermesi gerekir.
Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararın içeriği şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilir, ayrıca bir örneği yazılmak suretiyle kendilerine verilir ve bu husus kararda belirtilir. (CMY m. 101/2)
Tutuklamadan ve tutuklamanın uzatılmasına ilişkin her karardan tutuklunun bir yakınına veya belirlediği bir kişiye, yargıcın kararıyla gecikmeksizin haber verilir. Ayrıca, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla, tutuklunun tutuklamayı bir yakınına veya belirlediği bir kişiye bizzat bildirmesine de izin verilir. Şüpheli veya sanık yabancı olduğunda tutuklanma durumu, yazılı olarak karşı çıkmaması durumunda, vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirilir. (CMY m. 107)
Tutuklama kararı verilmezse, şüpheli veya sanık gecikmeksizin serbest bırakılır. Aksi takdirde kişiyi özgürlüğünden yoksun kılma suçu oluşur. Tutukluluğa ilişkin kararlara itiraz edilebilir.
Tutukluluk Süresi En Fazla Ne Kadar Olabilir?
Soruşturma evresinde; tutuklu kalma süresi, asliye ceza mahkemesinin görevine giren işlerde 6 ay, ağır cezanın görevine giren işlerde ise 1 yılı geçemez. Özel olarak düzenlenen bir diğer husus da Terörle Mücadele Kanunu’na giren suçlarda ve toplu olarak işlenen suçlarda bu süre 1 yıl 6 aydır ve bu süre gerekçesi gösterilmek suretiyle 6 ay daha uzatılabilir.(CMK m. 102)
Kovuşturma evresinde ise tutukluluk süreleri soruşturma evresinden daha uzundur; asliye ceza mahkemesinde en fazla 1 yıl (zorunlu hallerde 6 ay daha uzatılabilir), ağır ceza mahkemesinde ise bu süre 2 yıldır (zorunluluk halinde 3 yıl daha uzatılabilir).
(CMK m 102) Yine soruşturma evresinde olduğu gibi kovuşturma evresinde de Terörle Mücadele Kanunu kapsamında bir suç söz konusuysa bu süre en fazla 7 yıl olabilir. Tutuklamanın hukuki mahiyeti düşünüldüğünde sürelerin böylesi uzun olması Türkiye’nin AİHM kararlarında çok fazla mahkûmiyet almasına sebep olmuştur. Tutukluluğa İtiraz
Tutukluluğa İtiraz
TCK Tutukluluğa İtiraz hakkında bilgi vermek gerekirse, Türk Ceza Kanunu’nun 100. maddesi gereğince hâkim, şüphelinin tutuklanmasına karar verebilir. Ancak, tutuklama kararı şüphelinin hukuki haklarını ihlal ediyor ya da hukuka aykırı ise, şüpheli ya da avukatı tarafından tutukluluğa itiraz edilebilir. Tutukluluğa itiraz dilekçesi, gerekçeli karar, tutuklama kararının bir örneği ve diğer delillerle birlikte mahkemeye sunulur. İtiraz hâkimi, tutukluluğun devamının gerekli olmadığına karar verirse şüpheli serbest bırakılır.
Tutukluluğa itiraz konusunda detaylı bilgi almak için bir avukattan yardım almak en uygun yöntemdir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 101.maddesinin son fıkrasına göre hâkim veya mahkeme tarafından verilen tutuklama kararlarına itiraz etmek mümkündür.
Tutukluluğa itiraz süreci nasıl işler
Tutukluluğa itiraz süreci, Türk Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) tarafından düzenlenir. Tutuklama kararına itiraz eden kişinin, tutuklama kararını veren mahkemeye itiraz dilekçesi sunması gerekir. İtiraz dilekçesinde, tutuklama kararının hukuka aykırı olduğu gerekçeleri belirtilir.
İtiraz dilekçesi, tutuklama kararının tebliğinden itibaren en geç üç gün içinde verilmelidir. Dilekçe verildikten sonra, itiraz mahkemesi en geç üç gün içinde duruşma yapar ve kararını verir. İtiraz mahkemesi, tutuklama kararının hukuka uygunluğunu ve tutuklama gerekçelerinin devam edip etmediğini değerlendirir.
İtirazın reddedilmesi durumunda, karar kesindir ve itiraz eden kişi hakkında tutuklama kararı uygulanır. İtirazın kabul edilmesi durumunda ise, kişi serbest bırakılır veya adli kontrol tedbirleri uygulanabilir.
Tutukluluğa itiraz süreci, tutuklama kararının hukuka uygunluğunun ve gerekçelerinin yeniden değerlendirilmesine olanak sağlar. Bu nedenle, tutuklama kararına itiraz etmek, hukuki hakların korunması açısından önemlidir.
Kanun koyucu, tutuklu hakkında tutuklama şartlarının devam edip etmediğini belli aralıklarla kontrol etmeyi zorunlu tutmuştur. Tutuklama kararı üzerine tutukevine konan fail hakkında tutuklama şartları en geç 30’ar gün aralarla hâkim tarafından yeniden denetlenir. Denetlemenin amacı şartların devam edip etmediği konusunda hâkimi kontrol etmek zorunda bırakmak, failin tutukevinde unutulmasının önüne geçmektir.
Soruşturma evresinde tutuklamanın yenilenmesi kararını Cumhuriyet Savcısı’nın istemi ile Sulh Ceza Hâkimi verir. Kovuşturma evresinde ise Mahkeme en geç 30’ar günlük sürelerle re’sen yapabilir. Mahkeme tutuklu sanığa ilişkin oturumları buna göre ayarlar (CMK madde 108). CMK madde 101/5 hükmüne göre verilen bu kararlara itiraz edilebilir.
Tutuklu kişi soruşturma veya kovuşturmanın herhangi bir aşamasında tahliyesini talep edebilir. Tutuklu kişi en geç 30’ar günlük süreler içinde verilecek kararı beklemeden, tutuklama devam ederken herhangi bir zamanda tutukluluk durumunun incelenmesini, ilgili hâkimden isteyebilir. Uygulamada bu isteme tahliye talebi denmektedir. Mahkeme/hakim tahliye talebi üzerine 3 gün içerisinde bir karar verir.
CMK madde 104 hükmüne göre mahkemenin vermiş olduğu ret kararlarına itiraz edilebilir. Örneğin hırsızlık suçundan tutuklu bulunan Hüseyin, soruşturmada tahliyesini talep edebilir. Tahliye istemi üzerine sulh ceza hakimi iki türlü karar verebilir. Hâkim Hüseyin’in tahliyesine veya tutuklamanın devamına karar verebilir. Hüseyin’in tutuklamanın devamına dair karara 7 gün içinde itiraz etmesi mümkündür.
Kanun yolu evresinde tahliye talebini Bölge Adliye Mahkemesi, Yargıtay’ın ilgili dairesi veya Yargıtay Ceza Genel Kurulu dosya üzerinden inceleyerek karar verir. Ayrıca belirtmek gerekir ki bunların re’sen tahliyeye karar vermesi de mümkündür.
Hâkim veya mahkeme tutuklama, tutuklamanın devamı veya tahliye isteminin reddi kararı verirken bu kararı kanunda gösterilen biçimde gerekçelendirmek zorundadır. Bu gerekçeler yoksa tutuklamaya veya devamına karar verilemez. Tahliye istemi reddedilemez. Hâkim/mahkeme bu kararda;
- Kuvvetli suç şüphesini,
- Tutuklama nedenlerinin varlığını,
- CMK madde 101/2 hükmüne göre tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu gösteren delilleri somut olgularla gerekçelendirerek açıkça göstermelidir.
Verilen kararın içeriği şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilir, ayrıca bir örneği yazılmak suretiyle kendilerine bildirilir ve bu husus kararda belirtilir.
Cumhuriyet Savcısı, tutuklunun adli kontrol altına alınarak serbest bırakılmasını soruşturma evresinde sulh ceza hâkiminden isteyebilir. Tutuklu kişi ve müdafii de tutuklamanın bitirilmesi veya adli kontrole çevrilmesini CMK madde 103 hükmü gereğince talep edebilecektir. Cumhuriyet Savcısı eğer adli kontrole ihtiyaç duymazsa tutukluyu re’sen serbest bırakma yetkisine sahiptir.
Tutuklama kararları sadece hâkim tarafından verilmesine rağmen soruşturma evresinde Cumhuriyet Savcısı bir hakim kararına ihtiyaç duymadan tutuklu bulunan şüpheliyi re’sen serbest bırakabilir. Eğer soruşturma evresinde Cumhuriyet Savcısı adli kontrol veya tutuklamanın artık gereksiz olduğu kanısına varacak olursa, şüpheliyi re’sen serbest bırakabilir. Bunun yanında Cumhuriyet Savcısı soruşturmanın sonunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı (takipsizlik) verdiğinde CMK madde 103 hükmüne göre şüpheli re’sen serbest kalır.
Cumhuriyet Savcısının tutuklama yetkisi yoktur. Ama tutukluyu re’sen serbest bırakma yetkisi vardır. Tutukluluğa İtiraz
Tutuklama Kararına Kimler İtiraz Edebilir?
Başta tutuklanan kişi olmak üzere; tutuklanan kişinin avukatı, eşi, yasal temsilcisi (babası, annesi veya başkaca yasal temsilcisi) tutuklama kararına itiraz edebilir.
Tutuklama Kararına İtiraz Nereye Yapılır?
Bu itiraz, itiraz dilekçesiyle ya da tutuklama kararı veren mahkemeye gidilip beyan verilerek yapılabilir. İtiraz üzerine, tutuklama kararını veren mahkeme, bu tutuklama kararının 3 gün içinde değiştirmezse, itiraz dilekçesinin kendisine verildiği tarihinden itibaren 3. günün sonunda itirazı incelenmek üzere yetkili merciiye gönderir (CMK 105). Tutukluluğa İtiraz
Sulh ceza hâkimliğince yapılan itirazların incelenmesi, o yerde birden fazla sulh ceza hâkimliği varsa eğer, numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe; son numaralı hâkimlik için bir numaralı hâkimliğe; ağır ceza mahkemesinin bulunmadığı yerlerde tek sulh ceza hâkimliği mevcutsa, sulh ceza hâkimliğine; ağır ceza mahkemesinin mevcut olduğu yerlerde tek sulh ceza hâkimliği bulunuyorsa, en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine aittir(CMK md. 268/3-a).
Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, ağır ceza mahkemesine; ağır ceza mahkemesince verilen kararlarda ise itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir(CMK 268/3-c).
Konuyla alakalı ayrıntılı bilgi ve danışmanlık hizmeti almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Tutukluluğa İtiraz Reddedilirse
Eğer tutukluluğa itiraz edilmiş ve bu itiraz reddedilmişse, kişi öncelikle kararı veren mahkeme veya hukuki merciye tekrar başvuru yapabilir. Bu başvuru, aynı kararı veren mahkemenin kararını değiştirebileceği anlamına gelmez, ancak hukuki süreç içerisindeki değişiklikler, yeni deliller veya durumların değişmesi bu mahkemenin kararını etkileyebilir.
Eğer bu başvuru da sonuç vermezse, kişi kararı bir üst mahkemeye taşıyabilir. Bu genellikle temyiz süreci olarak adlandırılır. Temyiz, daha yüksek bir mahkemenin, alt mahkemenin verdiği kararı gözden geçirmesi ve onaylaması veya değiştirmesi sürecidir. Türkiye’de, bu genellikle Bölge Adliye Mahkemeleri ve son olarak da Yargıtay tarafından yapılır.
Tutukluluğa itirazın reddedilmesi durumunda, hukuki sürecin nasıl işlediği konusunda bir avukatın yardımı genellikle önemlidir. Avukatlar, hukuki süreçlerin nasıl işlediği, hangi adımların atılması gerektiği ve hangi hakların kullanılması gerektiği konusunda bilgi ve deneyime sahip oldukları için, tutukluluğa itiraz sürecinde ve sonrasında kişiye yardımcı olabilirler.
Faydalı Linkler:
- Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Davası
- Tereke ve Mirasın Tespiti Davası
- Tahliye Davası Şartları Nelerdir?
- Ön Ödeme (TCK Madde 75)
- Tahliye Taahhüdünün Sonradan Doldurulmasının Hukuki Sonuçları Nelerdir?