Nüfus Davaları Nelerdir

Nüfus Davaları Nüfus/Aile Kütüğü

Nüfus Davaları Nüfus davaları, kişilerin medeni durumları, kimlik bilgileri ve aile ilişkileri gibi konularda yasal düzenlemelerin uygulanması veya değiştirilmesi için açılan davalardır. Boşanma, vesayet, soybağı tespiti, velayetin düzenlenmesi gibi çeşitli

Devamını Oku »
Nafaka Artırım Davası Nedir ve Nasıl Açılır

Nafaka Artırım Davası

Nafaka Artırım Davası Nafaka artırım davası mevcut nafaka miktarının değişen koşullar veya yeni durumlar göz önüne alınarak artırılması talebiyle açılan bir hukuki süreçtir. Boşanma veya ayrılık sonrasında belirlenen nafaka miktarı,

Devamını Oku »
İştirak Nafakası Nedir?

İştirak Nafakası Nedir?

İştirak Nafakası Nedir? İştirak nafakası, boşanma veya ayrılık durumunda ekonomik desteğe ihtiyacı olan eşe kendisine velayet verilmeyen diğer eş tarafından ödenen bir tür bakım ve geçim ödeneğidir. Türk Medeni Kanunu’nda

Devamını Oku »
En Hızlı Boşanma Davası Nasıl Olur

En Hızlı Boşanma Davası Nasıl Olur

En Hızlı Boşanma Davası Nasıl Olur Boşanma süreci, çiftler arasında evlilik birliğinin sona erdiği yasal bir süreçtir. Bu sürecin ne kadar sürdüğü çeşitli faktörlere bağlıdır. Ancak en hızlı boşanma davası

Devamını Oku »
Boşanmada Aldatılan Kadının Hakları Nelerdir?

Boşanmada Aldatılan Kadının Hakları Nelerdir?

Boşanmada Aldatılan Kadının Hakları Nelerdir? Aldatılma, evlilikte veya ilişkide karşılaşılabilecek zorlu durumlardan biridir. Bu durumda, kadının hakları nelerdir? Bu makalede, aldatılan kadının hukuki haklarına odaklanacağız. Aldatma, boşanma davasının da gerekçesi

Devamını Oku »
nafaka-nedir

Nafaka Nedir?

Nafaka Nedir? Nafaka, Aile Hukukundan kaynaklanan maddi bir yükümlülüktür. Genellikle eşlerin boşanmaları sırasında talep edilen nafaka, Ayrıca aile içerisinde geçim sıkıntısı yaşayan alt soy, üst soy ve kardeşler tarafında da

Devamını Oku »
Bu Kategorideki Tüm Makaleleri Görüntülediniz.

Avukatlarımız

Danışmanlarımız

Aile Hukukunun Konusu

Aile hukuku; Medeni Hukukun, kişilerin aile yapısı sınırlarındaki ilişkilerini düzenleyen bölümdür. Aile ilişkisi gerçek kişiler için doğdukları anda başlayan bir ilişkidir. Çocuk evlilik içi ilişkiden yahut evlilik dışı ilişkiden doğmuş olsa da biyolojik annesi ve babası ile hukuki ilişkisi söz konusudur.
Aile hukuku ilk olarak evlilik içi birleşmeden sebeple oluşan aile kavramıyla ilgilenerek, başlayan evliliğin nasıl kurulduğu ve nasıl kurulması gerektiğini, devamında hangi hükümlerin uygulanacağını ve bitişini düzenler.

İkinci olarak evlilik dışı ilişki sonucu oluşan durumda anne, baba ve hısımlarla doğum yoluyla başlayan ilişki ve bu ilişkiye bağlanan durumlar düzenlenmiştir. Son olarak normal bir aile düzeninin sağladığı koruyucu durumdan yoksun küçükler ya da korunmaya muhtaç erginler için devlet bünyesinde bir teşkilatın asıl adıyla vesayet teşkilatının nasıl işleyeceğini düzenlemektedir.

Aile Kavramı

Aile, insanın doğal olarak içerisinde yaşama ihtiyacı hissettiği ilk topluluk çeşididir. Günümüzde aile kavramı eşler ve evlenmemiş çocuklardan ibaret bir yapıdır. Fakat geçmiş devirlerde bir babaya bağlı çocuklarla bunların çocuklarından ve kan ilişkisi bulunmayan yardımcılarından oluşan bir yapıydı.

Geçmişten günümüze değişik kavramlara dönüşen aile kavramı özellikle ülkemizde manevi açıdan büyük önem teşkil etmektedir.
Anayasa’nın 41. maddesi, 10. maddesi ve 20. maddesinde aile kavramına dair açıklamalar mevcuttur. Bu maddelerde; ailenin, annenin ve çocukların korunmasının devletin bir görevi olduğu, kanun önünde kadın ve erkeğin ayrım gözetmeksizin eşit olduğu ve özel hayatla aile hayatının gizliliğinin korunması düzenlenerek bu hususlar Anayasal güvence altına alınmıştır.

Aile Hukukunun Özellikleri

  • İlişki tiplerinin sınırlı sayıda (numerus clausus) olması

Aile hukukunda, şahısların kurabileceği ilişkiler sınırlı şekilde kanunda sayılmıştır. Şahıslar yalnızca bazı ilişkileri kurup kurmamakta serbesttirler. Örneğin fertler evlilik ilişkisine girip girmemekte özgürdür fakat evliliğe karar verildiğinde aile hukukuna özgü kurallara uyulmak zorundadır.

  • Geniş ölçüde emredici kurallara dayanma

Aile hukukunda yer edinen kurallar genelde emredici özelliktedir. Bunun nedeni, bir taraftan aile birliğini ve toplum düzenini, diğer taraftan da aile içindeki şahısları koruma gayesi güdülmektedir.

  • Çocukları ve zayıfları koruma

Aile hukuku; çocukları anne ve babasına karşı, vesayet altındaki şahısları vasi ve vesayet organlarına karşı koruma oluşturmaktadır.

  • Devletin müdahalesi

Devletin aile hukuku konusunda bazı katı şartları ve müdahaleleri vardır. Örneğin evlenme merasimi, devletin denetimi altında olup yetkili memur önünde yapılması zorunludur. Evlenmeye ilişkin bağlanan şartların gerçekleşmemesi durumunda devlet, mutlak butlan nedeniyle evlenmenin feshi davası açma hakkını saklı tutmaktadır. Evlilik halinde çocukların korunmasına ve vesayete dair bir çok alanda devlet, mahkemeler ve vesayet organları vasıtası ile müdahalede bulunur.

  • Şekle bağlılık

Aile hukukunda özellikle başlangıçta ve sona erme durumunda şekil zorunluluğu vardır. Örneğin boşanmada, evlatlık ilişkisinin kurulmasında, evlilik anının unsurlarında birçok şekil şartı mevcuttur. Evlilik anının evlendirme memuru önünde ve iki tanık önünde yapılması şekil şartlarından biridir.

  • Hakimin Takdir Yetkisi

Eşlerin evlilik birliğini devam ettirirken yükümlülükleri vardır ancak yükümlülüklerin ne olduğu belli değildir. Hakim bu yükümlülüklerin içeriğini belirleyerek olayı çözüme kavuşturur. Örneğin çocuğun bakım ve eğitim isteme hakkı vardır ancak anne babanın bunun hangi sınırlarda gerçekleştireceği belli değildir. İşte hakim bu durumda sınırı belirler ve uygun bir düzenleme yapar.

Boşanma

Aile hukuku alanında en çok aranan konulardan birisi de boşanmadır. Boşanma, evliliği bitiren nedenlerden biri olup, kanunda düzenlenen sebeplerden herhangi biri dayanak gösterilerek eşlerden birinin açacağı dava neticesinde evlilik birliğinin hakim kararıyla bitirilmesidir.

  • Boşanma Sebepleri

Boşanma sebepleri Türk Medeni Kanunu İkinci Bölüm md.161-md.166 arasında düzenlenmiştir. Boşanma davası özel boşanma sebeplerine dayanarak veya genel boşanma sebeplerine dayanarak açılabilir. Bu şekilde açılmış boşanma davası çekişmeli boşanma davası olarak adlandırılır. Bunun haricinde iki tarafın anlaşarak boşanmaya karar verdiği davalara ise anlaşmalı boşanma davası denir.

Özel boşanma sebepleri başlığında; zina, terk, akıl hastalığı, suç işleme ve haysiyetsiz yaşam sürme, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sayılmıştır. Genel boşanma sebepleri başlığında; evlilik birliğinin temelinden sarsılması, eşlerin anlaşması, ortak hayatın yeniden kurulamaması sayılmıştır.

  • Boşanma kararı

Boşanma kararı verilen evlilik biter. Fakat bu durum bazı maddi sonuçları beraberinde getirir. Bunlar; maddi tazminat, manevi tazminat, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası.
Maddi tazminat, boşanma kararı verildikten sonra menfaatleri bu sebeple zedelenen kusuru olmayan ya da daha az kusuru olan eşin, kusurlu eşten istediği tazminattır.
Manevi tazminat, boşanmaya neden olan olay yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan eşin, kusurlu olan eşten istediği tazminattır. Manevi tazminatta maddi tazminattan farklı olarak, tazminat isteminde bulunan eşin kusursuz olması gerekmez.
Yoksulluk nafakası, kusuru daha az olan eşin boşanma kararı sebebinden yoksulluğa düşmesi sonucunda kusuru daha çok olan eşten mali durumuna göre süresiz olarak isteyebildiği ödemedir.
İştirak nafakası, boşanma kararından sonra anne ve babanın çocukla ilişkisi düzenlendikten sonra, velayeti kendisine verilmeyen eşten çocuğun bakım, eğitim, sağlık vs. giderlerine gücü oranında katılmasıdır. Bu nafaka çocuk ergin olana dek devam eder.