

Devrini Yaptığım Aracın Değer Kaybını Alabilir Miyim?


Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
Makale Başlıkları
Sosyal Güvenlik Nedir? Kurumu (SGK) Ne Yapar?
Sosyal güvenlik, bir sosyal veya mesleki risk nedeniyle geliri kesintiye uğramış kişilerin başkalarının yardımına muhtaç olmaksızın, geçinme ve yaşama ihtiyaçlarının karşılanması olarak tanımlanmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu ise bu bağlamda çalışmalar yürüten kurumdur. Hukukumuzda sosyal güvenliğe dair birçok mevzuat bulunmaktadır.
SGK Tarafından Karşılanmayan Kanser İlaçları
Kanser hastalığı için her geçen gün yeni tedavi çeşitleri geliştirilmekte ve bu bağlamda ilaçla tedavi bazı durumlarda mümkün hale gelmektedir. İlaç tedavisi ise diğer tedavi yöntemlerine göre daha ılımlı, daha rahat olmaktadır. Buna karşın ilaçla tedavi ülkemizin neredeyse yarısını oluşturan asgari ücretli çalışanlar tarafından karşılanamayacak seviyededir.
Örneğin Keytruda isimli ilacın fiyatı 16.260 TL, Opdivo isimli ilaç ise ortalama 11.850 TL’dir. Bu ilaçlara ise vatandaşlarımızın yarısının ulaşması neredeyse imkânsız görünmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu her yıl yayınladığı bedeli karşılanacak olan ilaçlar listesinde zaman zaman değişiklik yapabilmekte ve bu gibi ilaçların kimilerine listesine yer vermekte kimilerine ise yer vermemektedir. SGK’nın bu ilaçları karşılaması ise vatandaşlar için hayati önem teşkil etmektedir.
İlaçların SGK Tarafından Karşılanması ve Yaşama Hakkı
Anayasanın 56.maddesinde yaşama hakkı düzenlenmiştir. Bu maddede devlete pozitif bir yükümlülük yüklenmiştir. Dolayısıyla devletin yaşama hakkının sağlanması konusunda belirli davranışlarda bulunması gerekmektedir. Devletin bu yükümlülüklerde eksik davranışları yaşama hakkının ihlaline neden olacaktır.
Yargıtay 10. Dairesi 31.03.2022 T., 2021/11547 E., 2022/4751 K. Sayılı kararında
“19. AİHM, 2012 yılında verdiği Panaitescu/Romanya kararında Başvurucunun tedavisi için gerekli iki ilacın pahalı olduğu gerekçesi ile karşılanmaması ve Hamburg’da 2 aylık tedavi için gereken masrafların karşılanmamasını konusunu incelemiştir.
Başvurucu lehine ilaç ve tedavi masraflarının karşılanması gerektiğini belirten yerel mahkeme kararı vardır. AİHM bu kararlara rağmen tedavi masraflarının karşılanmamasının usul açısında yaşam hakkını ihlal ettiğine karar vermiştir.
AİHM, yaşam hakkını korumakla görevli olan devletin mali sebepleri mazeret göstererek mahkeme kararlarını uygulamasını geciktiremeyeceğini belirtmiştir.
20. AİHM benzer bir yaklaşımla yaşam riski olan A.A/Türkiye (Başvuru No: 50624/19) başvurusunda 2.10.2019 tarihinde tedbir kararı vermiştir.
Başvurucunun tedavisi için hayati öneme sahip ilacın temini için daha önce iş mahkemesine ve Anayasa Mahkemesine yaptığı tedbir talepleri olumsuz sonuçlanmıştır.
Bunun üzerine başvurucu AİHM başvurmak zorunda kalmıştır.
AİHM Başvurucunun yaşam hakkının riske girdiğini dikkate alarak, Başvurucunun herhangi bir kişisel masrafa maruz kalmadan, Pembrolizumab etken maddeli Keytruda isimli ilacın tedavisinden faydalandırılması gerektiğini Hükümete bildirmiştir.
Hükümetin tedbir kararı sonrası gerekli tedaviyi sağlamasında sonra tedbir kararı kaldırılmıştır.” ifadelerine yer vererek bu hususu vurgulamıştır.
Yüksek mahkeme yine aynı kararında “Dosya içeriğine ve açıklanan maddi ve hukuki olgulara göre kanser hastası olan davacı açısından “Nivolumab (Opdivo)” ilaç kullanımı akılcı ilaç kullanım kapsamında kalmaktadır.
Zira doğru teşhis konulmuş, anılan ilaç uygun olarak seçilmiş, dozu ve uygulama süresi belirlenmiş ve reçeteye bağlanmıştır.
Yargılama aşamasında da davacının hastalığının ilerlemesini durdurduğu, tedavide fayda gördüğü alınan raporla saptanmıştır. Davacının yaşam süresinin uzaması, yaşam ve sosyal güvenlik hakkı kapsamındadır.
İlacın esas itibarıyla yaşamın sürdürülmesini sağladığı anlaşıldığından, devletin yaşamı koruma yükümlülüğü içinde kaldığı açıktır. Burada salt iyileşme ve sağlığa kavuşma aranması, yaşam hakkının kısıtlanması anlamına gelecektir. Anılan ilacın deneysel olmadığı, Dünya Sağlık Örgütünce onaylandığı da anlaşılmaktadır.
Kaldı ki Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ilacın kullanımını uygun bulmuş olup, yargılama sırasında da rapor alınmıştır.
İlk derece mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararları isabetlidir.
Çoğunluğun Uluslararası Sözleşmeler ve Anayasa hükümlerine aykırı olarak, yaşam ve sosyal güvenlik hakkını sınırlayıcı şekilde ve özellikle akılcı ilaç kullanımı ilkelerine uygun olarak tedaviyi uygulayan hekimin ve bunu doğru bulan raporları yok sayarak, “sigortalı hastanın sağlığına kavuşması ve hastalığın iyileşmesi hususu olduğu göz önünde bulundurulması, ilacın anılan hastalığın iyileşmesi için tedavisinde kullanılmasının hayati öneme haiz ve zorunlu olduğu sonucuna varıldığı taktirde ise ilaç bedelinin uygunluğu yönünden ve katkı payını da irdeleyecek biçimde denetime elverişli hesap raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” gerekçelerine yer vermiştir.
Kanser İlaçlarının SGK Tarafından Karşılanmasının Talep Edilmesi ve Dava
Öncelikle belirtilmelidir ki doktorlar tarafından kanser tedavisi için ilaçla tedavinin reçete edilmesi durumunda bu ilaçların SGK tarafından karşılanması SGK’dan talep edilebilir.
SGK’nın talebi reddetmesi durumunda ise iş mahkemelerinde dava açılması yoluna gidilebilir. İlaçların karşılanması kurumdan talep edilmeden dava açılmamalıdır.
Zira kurum bedeli ödenecek ilaçlar listesine yer almayan bir ilaç için kendisine başvuru yapılmadan ödeme yapma yoluna gitmez. Zira aksi bir davranış da beklenilmemelidir.
Bu nedenle öncelikle SGK’ya ilaç bedelinin ödenmesi için başvurulmalı, talebin reddedilmesi halinde ise dava yoluna gidilmelidir. SGK Resmi web sitesine ulaşabilirsiniz.
SGK’ya Karşı Dava Açılması Durumunda İhtiyati Tedbir Talep Edilebilir Mi?
Tedavi için geç kalınan her günün önemi bulunan kanser hastalığında SGK’nın ilacı karşılaması için açılan davada yargılama süreci ülkemizde telafi edilemeyecek seviyede uzun sürmektedir. Bu nedenle SGK aleyhine açılan bu davalarda, dava dilekçesinde ihtiyati tedbir talep edilmelidir.
İhtiyati tedbir kararı dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda verileceğinden kısa bir süre içinde istenilen sonuca ulaşılabilmesi mümkündür. İhtiyati tedbir kararı verilmesi durumunda dava sonuçlanıncaya kadar talep edilen ilaçlar Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) karşılamaktadır.
İhtiyati tedbir kararında veya dava sonucu verilecek kararda ilaç bedelinin SGK tarafından ödeneceği veya direkt olarak ilacın SGK tarafından karşılanacağı hükme bağlanabilir.
SGK Aleyhine Açılacak Olan Davalarda Görev ve Yetki
SGK bir kamu iktisadi teşebbüsü olup kamu kurumudur. Diğer bir ifadeyle Sosyal Güvenlik Kurumu idarenin kendisidir.
İdare aleyhine açılacak davalar esas olarak idari yargının görevine girmektedir. Ancak bazı durumlarda ve bazı özel düzenlemeler kapsamında görevli yargı birimi adli yargı olmaktadır.
Nitekim 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 101.maddesi hükmüne göre SGK aleyhine açılacak davalara İş Mahkemeleri bakmakla görevlidir.
Yetkili mahkeme ise SGK’ya yapılan başvuruyu reddeden şubenin bulunduğu yer iş mahkemesidir.
Görevli yargı biriminin idare mahkemeleri değil de iş mahkemelerinin olması da göz önünde bulundurulunca İdari Yargılama Usulü Kanunun değil Hukuk Muhakemeleri Kanununun uygulanacağı anlaşılmaktadır.
Bizlere diğer içeriğimiz olan Ankara Ceza Avukatı sayfamızdan ceza avukatı ile ilgili bilgi almak için inceleme yapabilirsiniz.
Kanser ilacı sgk dava dilekçesi Örneği
Kanser tedavisi sırasında ihtiyaç duyulan ilaçların SGK tarafından karşılanmaması durumunda, hukuki adımlar atmak gerekebilir. SGK’nın kanser tedavisi için gerekli ilaçların ödemelerini yapmaması, hasta ve ailesi için büyük bir maddi yük ve endişe kaynağı olabilir. Bu nedenle, hasta veya hasta yakını, haklarını savunmak ve SGK’dan ilaç masraflarının karşılanmasını talep etmek için dava dilekçesi hazırlayabilir.
Dava dilekçesi, kanser tedavisi sürecinde gerekli ilaçların ödemelerinin yapılmaması durumunda hukuki bir bildirim belgesidir. Bu dilekçede, SGK’nın kanser tedavisi için gereken ilaçların karşılanması yükümlülüğünü yerine getirmediği vurgulanır. Dilekçede, hastanın adı, adresi, SGK sigorta numarası ve olayların detayları belirtilir. Ayrıca, hukuki dayanaklar ve talepler açık bir şekilde ifade edilir.
Bu tür bir dilekçe, hastanın haklarını savunmak ve ilaç masraflarının SGK tarafından karşılanmasını talep etmek için bir başlangıç noktası olarak kullanılabilir. Dilekçenin hazırlanması ve sunulması sürecinde, bir avukattan hukuki danışmanlık almak önemlidir. Her dava durumu farklılık gösterebilir, bu nedenle profesyonel bir avukatın rehberliği ile doğru adımlar atılması önemlidir.
İhtiyati Tedbir Talebine İlişkin Kararlar
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 14.06.2022 T., 2022/1032E., 2022/1009 K.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının kanser hastası olduğunu, tedavisinde kullanılan Atezolizumab etken maddeli Tecentrıq adlı ilacın davalı Kurumca bedeli ödenecek ilaçlar listesinde yer almadığını, ilaç bedelinin karşılanabilirliğinin güç olduğunu, davacının bu ilacı kullanması gerektiğini ileri sürerek davalı Kurumun, anılan ilacın ve uygulama bedellerinin ödenmesi talebinin reddine ilişkin işleminin iptali ile ilaç bedelinin tedavi süresince Kurumca ücretsiz karşılanması gerektiğinin tespiti ile bu hususta tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Anılan ilacın Kurumca bedeli ödenecek ilaçlar listesinde yer almadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece 02/03/2022 tarihli ara karar ile;
“Davacının Tecentriq adlı ilacın bedelinin tedbiren karşılanmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin teminatsız olarak kabulü ile; davacıya Özel Yalova Hastanesi tarafından verilen ve Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından kullanımı uygun görülen Tecentriq isimli ilaç bedelinin ileride gerektiğinde sorumlusundan alınmak üzere Üniversite veya Araştırma ve Uygulama Hastanelerinin Onkoloji bölümünden, davacının hastalığına ilişkin olarak Türkiye’de kullanılan standart tedavi ilaçlarını kullanması halinde bu durumun davacının sağlığında ciddi, hızlı ve geri dönüşü olmayan bir bozulmaya ya da ölüme ya da yaşam beklentisinde ciddi azalmaya veya yoğun acıya sebep olup olmayacağına dair değerlendirme içeren tıbbi raporun alındığı tarihe kadar iş bu karar tarihinden itibaren alınacak raporun mahkememizce değerlendirileceği tarih süresince İhtiyati Tedbir yolu ile SGK tarafından kesinti yapılmaksızın ücretsiz karşılanmasına”,
17/05/2022 tarihli ara kararı ile de, Kurumun tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin itirazının reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu ilacın Kurumca bedeli ödenecek ilaçlar listesinde yer almadığını, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE:
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir.
İhtiyatî tedbirde asıl olan, ihtiyatî tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyatî tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyatî tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak tedbir kararı verilebilmesi için haklılığın yaklaşık ispatı aranmıştır.
T.C. Anayasası’nın 2. maddesinde; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin “sosyal hukuk devleti” olduğu belirtilmiş, “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17/1. maddesinde; “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.”
“Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56. maddesinde; Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.
Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.”, “Sosyal güvenlik hakkı” başlıklı 60. maddesinde ise; “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir.
Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.” hükümlerine yer verilmiştir.
Öte yandan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Hak ve Özgürlükler” başlıklı 1. bölümünün “Yaşam hakkı” başlıklı 2. maddesinin birinci bendi de “Herkesin yaşam hakkı yasayla korunur.” hükmünü içermektedir.
Anayasa Mahkemesinin, 2020/23206 ve 2020/22945 başvuru numaralı kararlarında özetle; “ilaç bedelinin önce başvurucu tarafından ödenerek ilacın temin edilmesi ve sonrasında birtakım belgeler ile kuruma başvurması halinde bedelin başvurucuya geri ödenmesi şeklindeki uygulamanın başvurucunun hayatı ve sağlığı bakımından son derece önemli olan ilaca ulaşmasını ve tedaviye derhal başlamasını engellediği anlaşılmakla, ilaç bedelinin başvurucunun tedavisine derhal başlanmasını engelleyecek herhangi bir şarta bağlı olmaksızın yargılama süresince ödenmesi gerekir.” denilmiştir.
Somut olayda; dosya kapsamı, mevcut delil durumu, tedbir talebinin reddi veya kabulü halinde tarafların uğrayacağı zarar, sosyal hukuk devletinin gerekleri, yukarıda anılan hukuki düzenlemeler, insan yaşamının kutsallığı, davacının davasında haksız çıkması halinde yersiz ödenen ilaç bedellerinin Kurumca talep ve tahsil edilmesinin mümkün bulunması, ilacın kullanılması gerektiğinin alanında uzman tıp hekimlerince gerekli görülmüş olması, davalı Kurumun, anılan ilacın tedavide yararı bulunmadığını veya onun yerine bedelinin karşılanması mümkün bir ilacın aynı yararı sağlayacağını tıbben kanıtlayan delillerle başvurarak tedbirin kaldırılmasını veya değiştirilmesini istemesinin mümkün bulunması, mahkemenin kanaat ve takdiri hep birlikte değerlendirildiğinde; verilen kararda isabetsizlik görülmediğinden yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
- Davalı Kurumun istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
- Davalı Kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
- Davalının yaptığı istinaf yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
- Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 394. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Tüm detaylı bilgiler için iletişim sayfamızdan bizlere ulaşabilir ve hukuki danışmanlık alabilirsiniz.
Faydalı Linkler:
1 Comment
[…] SGK Tarafından Karşılanmayan Kanser İlaçları […]