- +90 312 911 1168
- info@mdmhukuk.com
- Kızılırmak Mah. 1443. Cad. Ankara 1071 Plaza A Blok No:25/58 06510 Çankaya/ANKARA
Makale Başlıkları
İmar Planı Ülkemizde şehir ve yerleşim alanlarının düzenli ve planlı olması toplumun sosyoekonomik ve kültürel hayatının aynası niteliğindedir. Özellikle son yıllarda ülkemizin yapısal bir değişimden geçtiği ortadadır. Hızlı nüfus artışı, köyden kente göçün engellenememiş olmasıyla boy gösteren düzensiz kentleşme, gecekondulaşma ve daha birçok sorunun ortaya çıkmasıyla, bu olumsuzlukların önüne geçebilmek amacıyla çıkarılan İmar Kanununun çıkarılması ve onda yapılan değişikliklerin temel sebebini oluşturmuştur.
İmar planı, diğer adıyla bayındırlık planları bir bölge veya taşınmazın yapılaşma gayesini, kullanma şeklini, yapılaşma şartlarını belirleyen düzenleyici idari işlemlerdir.
Söz konusu olan bu düzenleyeci idari işlemlere karşı Danıştay Kanununun 24. Maddesinin c bende uyarınca Danıştay’da dava açılmaktadır. Burada şu hususa da dikkat edilmelidir ki; imar planlarına karşı dava açılma süresinin kaçırılması durumunda dahi, imar planlarının uygulaması diyebileceğimiz parselasyon kamulaştırma, imar durumu verme gibi uygulamalara karşı açılacak davalarda düzenleyici işlem özelliğinde olan imar planlarının İdari Yargılama Usulü Hakkında Kanunun 7. Maddesine göre iptali talep edilebilecektir.
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği madde 69’da imar planlarının öncelikle uygulanacağı konulardan söz edilmiştir. Buna göre söz konusu yönetmelikte planlarla ve ilgili idarelerce çıkarılacak olan yönetmeliklerle değiştirilemeyeceğine değinen maddeleri saklı kalmak şartıyla, diğer durumlarda imar planlarının uygulanmasına öncelik tanınır.
İmar yasasının 3. Maddesi gereğince hiçbir saha, her ölçekteki planın temellerine, olduğu bölgenin kurallarına ve imarla ilgili yönetmeliklere aykırı amaçlar için kullanılamaz. Kanun koyucu bu sebeple bir bölgenin planda belirlendiği amaç dışında kullanılmasını net bir şekilde yasaklamıştır.
İmar planı türlerini incelerken İmar Kanunu ve Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğini bir arada incelememizde yarar vardır. Bu inceleme ile şuan ki hukuki düzenimizde ana mekânsal planların mekânsal strateji planı, çevre düzeni planı ve imar planlarından; bu söz konusu imar planlarınınsa nazım ve uygulama imar planlarını içerdiği sonucuna varırız. Kısaca özet geçecek olursak şuanda hukukumuzda 4 adet mekânsal plan türü bulunur.
Metropoliten Alan, bize yoğunluğu yüksek büyük bir merkez ile onu çevrelemiş olan ve onun ile sıkı günlük ekonomik, kültürel ve sosyal ilişkide bulunan farklı büyüklüklerdeki kırsal ve kentsel yerleşmelerden oluşmuş ve gelişmiş bir toplumun yaşamını sürdürdüğü alan olarak tanımlanabilir.
Uygulamada, metropoliten alan planları hazırlanış itibariyle nazım imar planı olmasına rağmen mevzuatımızda ölçek ve kapsam açısından baktığımızda bölge planlarıyla çevre düzeni planları arasındaki planlama kademesi olarak görülür.
Metropoliten alan planlarının ölçeği 1/100.000’dir.
Mekânsal strateji planları, İmar yasasında “ekonomik, sosyal politikalar ve çevre politikaları ile izlemlerini mekân ile bağdaştırarak fiziki gelişimi ve sektörel kararlara yön veren, ülkenin tamamında ve gerekli görülen bölgelerde hazırlanmış olan, raporu ile bütünlük oluşturan plan” şeklinde tanımlanır.
Mekânsal Strateji Planlarının ölçekleri 1/250.000 ile 1/500.000 veya daha üst ölçek haritalar üzerinde grafik ve şematik dil kullanılarak hazırlanmış olan, ülkenin tamamında ve gerekli görülmüş bölgelerinde yapılabilen, sektörel ve tematik paftalar ve raporu ile bir bütün halinde olan plandır.
İmar kanununun 6. Maddesinde düzenleniş şekli itibariyle; varsa mekânsal strateji planlarının amaç ve stratejilerine uygun bir şekilde yerleşme, gelişim alanları ve bölümlerine ilişkin alt ölçek planlarını yönlendirmeye yarayan genel arazi kullanım kararlarının çerçevesindeki ilke ve ölçütleri belirleyen, bölge, havza veya il bütününde hazırlanmış olan, plan kararları ve raporu ile bir bütün olan plandır.
Çevre düzeni planları 1/50.000 ile 1/100.000 ölçekteki haritalar üzerinde yapılmaktadır.
Ülkenin kalkınma stratejisi ve bölgesel gelişim politikalarını mekansal seviyede ilişkilendiren, bölge planlarının sosyal ve ekonomik potansiyel, amaç ve stratejileriyle ulaşım ilişkileri ve fiziki eşiklerine de dikkat ederek değerlendirmiş olan, yer üstü ile yer altı kaynakların ekonomiye kazandırılmış olmasına, tarihi, kültürel ve doğal değerlerinin geliştirilmesine ve korunmasına, yerleşim bölgeleri, ulaşım sistemiyle kentsel, ve teknik altyapının dair mekansal politikaları belirlemiş olan, alanlara ilişkin mekansal stratejilerle ilişkiyi kuran, 1/250.000 ile 1/500.000 veya daha yüksek ölçek haritalardaki grafik ve şematik dille hazırlanmış, ülkenin tamamında ve gerekli alanlarında yapılabilen, alansal ve tematik paftalar ve raporuyla bir bütünlük ilişkisi içerisinde olan plandır.
Nazım imar planlarının mutlaka Çevre Düzeni İmar Planlarına uygun olması zorunludur. Çevre Düzeni İmar Planında “doğal kimliği korunacak alan” olarak ayrılan alan, Nazım İmar Planında sanayi imar planı olarak ayrılması mümkün değildir.
Bir planın Nazım İmar Planı olarak adlandırılabilmesi için bu nitelikleri taşıyor olması yeterlidir, bu ismi taşıması mutlak gereklilik içermez.
Uygulama İmar Planları daha önceden onaylı haritaların üstüne çizilmiş olan ve bir çeşit alanların yapı adalarını, bunların düzen ve yoğunluğunu, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas alınacak uygulama aşamalarını ve diğer bilgileri detaylarıyla gösteren planlardır.
Uygulama imar planları 1/1.000 ölçeğe göre hazırlanmaktadır.
Uygulama imar planları sınırlarının gerekli olduğu zaman nazım planlar üstünde gösterilmiş olması gerekir.
Herhangi bir alanda inşaat ruhsatının verilebilmesi için, N.İ.P(Nazım İmar Planı)’na uygun bir şekilde U.İ.P’nın yapılması, daha sonrasında ayırma-birleşme veya parselasyon yaparak U.İ.P’na uygun imar parsellerinin oluşturulması gerekir.
İmar Yasasında çevre düzeni planlarının ilan edilip edilmeyeceği ve şayet ilan edilecekse bunun süresiyle ilgili herhangi bir hüküm mevcut değildir. Ancak Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği (MPYY) md. 33, çevre düzeni planlarının da diğer planlardaki olduğu gibi ilanının yapılmasını emretmiştir.
İmar Yasası madde 8 uyarınca, kesinleşmiş olan imar planları–nazım ve uygulama imar planları, onay tarihinden itibaren Belediye Başkanlığı tarafından veya valilikler tarafından tespit edilmesiyle ilan yerlerinde ve alakalı idarelerin web sayfalarında 1 ay içerisinde aynı zamanlı şekilde ilan edilecektir. Ancak MPYY madde 33 uyarınca Çevre düzeni planı ile imar planları onaylandığı tarihten itibaren maksimum 15 iş günü içerisinde 30 gün süre ile bütün herkesin görebileceği biçimde idarelerce tespit edilmiş ilan yerlerine asılarak ve idarenin web adreslerinde aynı zamanlı olarak ilan edilecektir. Bu planların nasıl ve nerede görebilmenin mümkün olduğu mahalli haberleşme kanalları ile ulusal ve yerel basın aracılığı veya muhtarlıklarca duyurulur.
İlan ve askı zamanı boyunca yapılan itirazlar ilgili idare tarafından, planlarda yapılacak değişimler üzerine sadece değişen kısımla sınırlı kalmak kaydıyla tekrar ilan süreci harekete geçer.
İmar planlarına yapılacak itirazlar 1 aylık ilan süresinde muhatap idareye yapılacaktır. Eğer ilan edilen planlara hiçbir itiraz gelmezse bu sürenin bitimiyle beraber planlar kesinleşir.
Belediyeler tarafından hazırlanan planlara, belediye başkanlığına itiraz edilir. Bu itirazı belediye meclisi karara bağlar.
Belediye sınırları dışarısında il özel idarelerince yapılmış olan imar planlarına itiraz mercii il genel meclisine iletilmek amacıyla valiliktir. Bu itirazı il genel meclisi ve vali karara bağlayacaktır.
İtirazlar, askı süresinin bittiği tarihten başlayarak en fazla 30 gün içerisinde muhatap idarenin karar makamına gönderilir. Gönderilen bu itiraz en fazla 30 gün içerisinde karara bağlanır ve söz konusu plan kesinleşir.
Eğer ki yapılan itiraz reddedilmişse, planlar başka bir onay işlemi gerektirmeksizin ret tarihinde kesinleşecektir. İtiraz kabul edilirse, kabul edilen kısımla ilgili yeni bir ilan süreci başlar.
MDM Hukuk ve Danışmanlık Alanında Uzman Avukat ve Danışmanlardan Oluşan Büyük Bir Kadroya Sahiptir.
Bu web sitesi ve içindeki bilgiler, Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kurallarına göre ve özellikle reklam yasağına uygun olarak tasarlanmıştır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinin tüm bilgi ve materyaller sadece bilgilendirme olup bunların tamamına veya bir kısmına dayanılarak yapılan işlemlere, eylemlere ve bunların sonuçlarına ilişkin hiçbir sorumluluk kabul edilmez. Söz konu bilgilerin aktarılması ile kullanıcılar ve web tarayıcıları ile MDM HUKUK & DANIŞMANLIK arasında bir avukat-müvekkil ilişkisi yaratılması amaçlanmamıştır ve bilgilerin bu kişilerce alınması hiçbir şekilde bu yönde bir ilişki oluşturmayacaktır. Müvekkiller veya okuyucular hiçbir şekilde mevcut duruma ve özelliklerine ilişkin olarak uygun hukuki veya başka herhangi bir profesyonel görüş almadan, MDMHUKUK & DANIŞMANLIK web sitesinde yer alan herhangi bir hususa dayanarak bir eylemde bulunmamalıdır. MDM HUKUK & DANIŞMANLIK, bu web sitesi aracılığıyla ulaşılan üçüncü kişilere ait içeriklerden hiçbir şekilde sorumlu değildir.
MDM Hukuk ve Danışmanlık Tüm Hakları Saklıdır.